
BELLEKLERLE İLGİLİ ÖNBİLGİ
Bilgi tutma şekline göre bellekler ikiye ayrılır.
DRAM: Dinamik RAM anlamına gelir. Her biti bir kondansatör ve transistörden oluşan bir hücrede tutar. Kondansatörün deşarjı söz konusu olduğundan tazelemeye ihtiyaçları vardır. Ek bir özelliği olmayan DRAM minimum 60 ns de çalışabilirler.
SRAM: Statik RAM anlamına gelir. Daha hızlı ve daha güvenilirdir. Tazelemeye ihtiyacı yoktur. Bilgiyi sürekli akım geçirme mantığıyla sürekli tutarlar. Minimum 10 ns de çalışabilirler.
CACHE MEMORY
Cache Memory’nin Tanımı:
Cache Memory yani Ön Hafıza verinin geçici olarak tutulduğu statik hafıza dilimidir; Veriyi CPU’nun talebi doğrultusunda anında kullanıma sunabilir. Yani oldukça hızlıdır. İşlemcinin neredeyse hiç beklemeden istediği veriyi elde etmesi, uygulama performansını artıran önemli bir faktördür.
Cache Memory’nin Gelişimi:
Cache Memory ilk olarak 386 larda kullanılmaya başlandı. Bu bellekler işlemcinin veriyolu üzerinde yani anakarttaydı .
Pentium işlemcilere geçildiğinde dahili Cache Memoryler kullanılmaya başlandı. Bunlar bir öncekilere göre daha hızlıydı, çünkü işlemciyle tümleşik bir yapıya sahipti. Bunlara genel olarak Level 1 Cache denildi.
Pentium II devri geldiğinde karşımıza Level 2 Cache’ler çıktı. İşlemci hızı başdöndürücü bir şekilde artmış ve Level 1 Cache’ler adeta CPU ya bilgi yetiştiremez olmuştu. Level 2 Cache, İşlemci yongası ile direkt irtibatlanmış olarak bir karta yarleştirilmiştir.
Cache Memory’nin Çalışması:
Bilgisayar uygulamaları, genel olarak, bir program kodunun bellibir bölgesi etrafında bir müddet gezinirler, sonra başka bir kod bölgesine geçerler ve biraz da orda takılırlar. Bu işlem uygulamanın çalışması süresince böyle devam eder gider. Cache denetleyici önce bilgisayarın kullanımına bakarak hangi hafıza bölgesi ile ilgilenmesi gerektiği hakkında bir fikir edinir, ardından CPU’nun az sonra hafızadan talep edeceği bilginin, hafızanın hangi bölgesinde tutulmakta olduğunu tahmin eder. Sonra yavaş dinamik hafızanın bu bölgesine gider ve oradan bir miktar veriyi CPU’ya iletir. Eğer Cache denetleyicinin tahmini doğru çıkarsa CPU talep ettiği veriyi, yavaş olan ana hafızayla uğraşmadan hızlı bir şekilde alacak ve Cache görevini tamamlayacaktır.
Peki , Cache denetleyicinin tahmini tutmazsa ne olacak? İşte o zaman hız tuzağı diye tabir edilen olay gerçekleşecek, CPU kendi bilgisini kendisi alma yoluna gidecek ve yavaş olan ana hafıza ile muhatap olduğundan sistem yavaşlayacaktır.
Neyseki Cache denetleyiciler %80 ilâ %99 oranında doğru tahminlerde bulunurlar.
FLASH MEMORY
Flash Memory Tanımı:
Flash adı, Microchip’ler üzerindeki verilerin organizasyonundaki sıradışı bir durumu ifade eder. Aslına bakılırsa Flash Memory’nin bir çeşit EEPROM yani Elektrikle Silinebilen Programlanabilir Yalnız Okunabilen Hafıza olduğunu söyleyebiliriz. Bir EEPROM a kayıtlı bilginin silinebilmesi veya üzerine başka bilgilerin yazılabilmesi için elektrik gereklidir. Bu Chip’ler içeriklerini cihaz kapalıyken de kaybetmezler ve tazelenmeye ihtiyaçları yoktur. Zaten bu da onları diğer hafızalardan (RAM gibi) ayıran özelliktir.
Flash Memory’nin Çalışması:
Flash Memory’nin özelliği ise, verinin bloklar halinde değil de, her bir Byte’ın teker teker yazılıp, silinebilmesidir. Bu bloklar -ki Flash olarak adlandırılırlar- Flash Memory’nin daha hızlı çalışmasında ana rol oynarlar. “Yıldırım” hızındaki silme işlemi, elektron tünellemesi metodu ile yapılır. Tünelden geçirilen ince ve yalıtkan bir maddeyle hücrelerin yüklenmesi ve iletilmesi sağlanır.
Flash Memory’nin yazılması için özel bir gerilim değeri gerekmediğinden, programlanmaları da yüklendikleri sistemde gerçekleştirilir. Dolayısıyla yerleştirilme işlemi daha karmaşıklaşır. Oysa EEPROM lar için yüksek gerilimde çalışan özel cihazlar gerekmektedir.
Flash Memory’nin Çeşitleri:
Flash Memory’ler iç transistör yapılarına göre farklı gruplara ayrılırlar. Bunlar içinde en çok kullanılanları NOR ve NAND prensipli Flash Memory’lerdir. NOR Flash’lara tesadüfi erişim mümkündür. Buraya kaydedilen bilgiler herhangi bir sıraya göre dizilmişlerdir ve rastgele okunurlar. Bu tarz kayıt kartlarına, küçük program kodları, örneğin bir oyunun modülleri kaydedilebilir.
NAND Flash ise, NOR un aksine sıralı erişimi desteklemektedir. Veriler ancak belirli bir sırayla çağrılabilirler.
Flash Memory’nin Kullanım Alanları:
Flash Memory genellikle komutların kaydedilmesi için kullanılır. Notebook bilgisayarlarda, Dijital fotoğraf makinelerinde , cep telefonlarında ve benzeri taşınabilir kayıt gerektiren cihazlarda kullanılır.
Sonuç:
Kolay yazılabilmesi sebebiyle, Flash Memory birçok cihazda kayıt amaçlı kullanılmakta. Bu ise onun popülerleşmesine yol açmaktadır.
-----------------------------------------o-------------------------------------
SORULAR
1- Cache memory’e neden ihtiyaç duyulmuştur?
2- Düz Pentium işlemcilerde kullanılan cache bellek türünü ve özelliklerini yazınız.
3- Cache belleklerin çalışma prensiplerini kısaca açıklayınız.
4- Flash Memory’i RAM dan ayıran özellikleri yazınız.
5- En çok kullanılan flash bellek tiplerini yazarak, kısaca açıklayınız.
6- Cache Memory’ler yapıları bakımından hangi bellek türüne girerler?
a- DRAM b- SRAM c- SDRAM d- EDO RAM
7- Level I Cache Aşağıdaki işlemcilerin hangileriyle kullanılır?
a- 386 b- 486 c- Pentium d- Pentium II
8- Cache belleğin CPU ya götüreceği bilginin RAM ın hangi adresinde olduğunu bulan birime ne ad verilir?
a- Cache adress finder.
b- Cache denetleyici.
c- Cache adresleyici.
d- RAM explorer.
9- Flash Memory’ler yapıları bakımından hangi bellek türüne girer?
a- ROM b- P-ROM c- EEP-ROM d- RAM
10- Kaydedilen bilgilere sadece sıralı erişim izni veren Flash bellek türü hangisidir?
a- NAND flash b- NOR flash c-AND flash d- OR flash
CEVAPLAR
1- Gittikçe artan CPU hızları veri yolu hızlarını katlamaya başlayınca veri yolları CPU ya bilgi yetiştiremez olmuştu. Buna çare bulabilmek için sistem hafızasından bilgiyi çabucak alıp CPU ya gönderecek tampon bellekler düşünüldü. Bunu en iyi yapacak elemanlar da,pahalı olsalar da, statik RAM lardı. Özel olarak üretilen bu statik ramlara CACHE adı verildi.
2- Pentium işlemcilerde dahili Cache Memoryler kullanılır. Bunlar anakart üzerindeki yongalardan daha hızlıdır, çünkü işlemciyle tümleşik bir yapıya sahiptir. Bunlara Level 1 Cache denir.
3- Bilgisayar uygulamaları, genel olarak, bir program kodunun bellibir bölgesi etrafında bir müddet gezinirler, sonra başka bir kod bölgesine geçerler ve biraz da orda takılırlar. Bu işlem uygulamanın çalışması süresince böyle devam eder gider. Cache denetleyici önce bilgisayarın kullanımına bakarak hangi hafıza bölgesi ile ilgilenmesi gerektiği hakkında bir fikir edinir, ardından CPU’nun az sonra hafızadan talep edeceği bilginin, hafızanın hangi bölgesinde tutulmakta olduğunu tahmin eder. Sonra yavaş dinamik hafızanın bu bölgesine gider ve oradan bir miktar veriyi CPU’ya iletir. Eğer Cache denetleyicinin tahmini doğru çıkarsa CPU talep ettiği veriyi, yavaş olan ana hafızayla uğraşmadan hızlı bir şekilde alacak ve Cache görevini tamamlayacaktır.
4- A- Bu Chip’ler içeriklerini cihaz kapalıyken de kaybetmezler
B- Tazelenmeye ihtiyaçları yoktur.
5- NOR ve NAND prensipli Flash Memory’lerdir. NOR Flash’lara tesadüfi erişim mümkündür. Buraya kaydedilen bilgiler herhangi bir sıraya göre dizilmişlerdir ve rastgele okunurlar. Bu tarz kayıt kartlarına, küçük program kodları, örneğin bir oyunun modülleri kaydedilebilir. NAND Flash ise, NOR un aksine sıralı erişimi desteklemektedir. Veriler ancak belirli bir sırayla çağrılabilirler.
RAM (RANDOM ACCESS MEMORY)
RAM, bilginin geçici olarak saklanabildiği elektronik cihazdır. Elektrikle beslendiği sürece bilgileri muhafaza eder, elektrik kesildiğinde “belleğini” kaybeder. Türkçe karşılığı, Rastgele Erişimli Bellek’dir. Fakat yaptığı iş nedeniyle biz buna yazılabilir ve okunabilir bellek diyoruz. Ayrıca RAM’e ana bellek de denmektedir. Bilgisayarımızı ilk açtığımızda gördüğümüz yükleme işlemleri, açılışta boş olan RAM’in, işletim sistemi bilgileri ile dolmasıdır.
Bellek, bilgisayarda, bir programla ilgili bütün komut ve verilerin işlem görmek üzere depo edildiği, değişik işlemler sırasında oluşan ara bilgilerinin ve sonuç bilgilerin saklandığı bir kayıt sistemidir.
Bellek kapasitesi taşıyabildiği toplam BİT sayısı ile ölçülür. Örneğin 32 MB bellek, 32 MB kapasiteli bellek anlamına gelmektedir. Bütün RAM bellekler Flip-Flop devrelerden oluşmaktadır. Bir flip-flop ancak bir bit (0 veya1) kaydetmektedir. Eğer 4 bitlik bir kelimenin kaydı gerekirse 4 adet flip-flop hücresi gerekir. Her bir kelimenin kaydedildiği flip-flop grubuna memory register( Bellek Kaydedici) adı verilmiştir.
Bilgisayarlarda kullanılan programlar komutlardan meydana gelmişlerdir. Bu komutlar ardışık olarak işlemlerini yaparlar. Programlar komutlar dizisi halinde gerçekleştirildikleri için saklanmaları gerekir. Ayrıca bu komutlar, geçici veya doğrudan sonuçlar ürettiğinden bunları tutmak için de belli bir miktarda belleğe gereksinim duyulur. Bu sebeplerden dolayı bilgisayarlarda RAM’e ihtiyaç duyulmuştur.
Ana Bellek “kısa süreli bellek” şeklinde çalışır. CPU bu belleği yürürlükte olan görevlerini yapmak için kullanır. İşlemci çalışırken ana bellek gerektiği biçimde değiştirilir, tazelenir.
Depolanan kelime çeşidine göre, bellekler genellikle şu bölgelere ayrılır:
1.Program Belleği(Program Memory):Bilgisayarın kullanılması sırasında yararlanılan programlar RAM’ e yüklenir. RAM’in bu bölümüne Program Belleği denir.
2.Veri Belleği(Data Words Memory):Belirli bir konuda, alınmak istenen sonucu gerçekleştirmek üzere, programın yürütülmesi sırasında kullanılan ön bilgiler RAM’in belirli bir bölümünde saklanır. Bu bölüme veri belleği(data memory) denir. Bazı literatürde giriş belleği olarak tanımlanır.
3.Sabit Değerler Belleği: Yer çekimi ivmesi (g), pi (p) gibi uluslar arası sabit değerler veya herhangi bir işlemde çeşitli safhalarda kullanılan aynı değerler belleğin bu bölümünde saklanır. Uluslar arası sabitler genellikle ROM bellekte kayıtlıdır.
4.Geçici Bellek veya İşlem Belleği:Bilgisayar bir işlemin tamamını bir anda yapmamaktadır. Örneğin bir problem çözülüyorsa, bir bölümü ALU da çözümlenir ve RAM belleğin belirli bir bölümünde saklanır, böyle saklanan kısmi çözümler yine ALU da sonuçlandırılarak geçici belleğin çıkış bellek bölümüne aktarılır ve buradan da çıkışı yapılır.
Değişik bellek bölümlerinin nasıl kullanıldığını bir örnek üzerinde anlatalım:
S=V0.t+1/2 gt2
bağıntısında, S uzaklık, V0 başlangıç hızı, g yerçekim ivmesi, t zaman’dır.
Bunlardan, V0 başlangıç şartlarına göre değişir. t hareketin devamı müddetince değişir. S ise V0 ve t’ye bağımlı olarak değişir.
V0 ve t: Veri (data) olarak tanımlanır. “g” ise sabittir.
Yukarıdaki bağıntıda sonuç bilgisi alınıncaya kadar şu bellek safhalaşması olmaktadır.
Bilgisayar hangi dilde çalışıyor ise, verilmiş olan formül o dile uygun şekilde programlanarak bilgisayara girilir.
Bir komut dizisi haline gelmiş olan formül program belleği(Program Memory)’ne depo edilir.
Sonra girilecek verilere göre V0 ve ½ gt2 bölümleri ALU da işlem görerek her bir kısmı geçici bellek’te saklanır.
Son işlemde ALU da tamamlanınca, sonuç bilgisi Belleğin Çıkış Bölümüne alınarak ekrana, Printer’a veya diskete aktarılır.
Bütün bu işlemler sırasında bellek hizmeti olarak ağırlık program belleği ve veri belleğinde’dir. Diğer saklama işlemleri bellekte önemli bir yer tutmamaktadır.
RAM YONGALARI
RAM’ler yapılarına göre iki temel gruba ayrılırlar: SRAM (Static RAM) ve DRAM (Dynamic RAM). SRAM’da dört yada altı transistörlü hücreler kullanılmaktadır ve yüksek hızlı ancak pahalıdır. DRAM’de ise, kapasitörle desteklenmiş tek transistörlü hücreler kullanılmaktadır, bu sayede maksimum yoğunluk sağlanılmaktadır. DRAM, SRAM’a göre daha yavaştır ve birkaç milisaniyede bir hafızadaki bilgilerin tazelenmesi gerekmektedir ki bu iş için ayrı bir devre gerekmektedir. Buna rağmen çok küçük alanda büyük boyutlu bellek yapılmasını sağladığı ve ucuz olduğu için tercih edilir.
Bilgisayarlarda hem SRAM hem de DRAM kullanılmaktadır. SRAM, bilgisayarlarda cache bellek olarak kullanılır. Çoğu bilgisayarın teknik özellikleri arasında gördüğümüz 256 KB veya 512 KB cache bellek, SRAM yongalarından oluşur. DRAM yongaları ise 8MB, 16MB, 32MB, 64MB vb miktarlarda bulunan anabellektir.
DRAM (DYNAMIC RAM)
DRAM, Dynamic Random Access Memory (Dynamic RAM–Dinamik Rasgele Erişimli Bellek) için bir kısaltmadır. “Rasgele Erişim” ifadesi, bilgisayarın işlemcisinin, hafızanın ya da verinin tutulduğu bölgenin herhangi bir noktasına –direkt olarak– erişebileceğini belirtmek için kullanılır. Bu tür hafızalar veriyi tutabilmek için sabit bir elektrik akımına ihtiyaç duyarlar, bu yüzden depolama hücrelerinin her saniyede yüzlerce kez (ya da her birkaç milisaniyede bir) tazelenmesi –yani elektronik yüklerle yeniden yüklenmesi– gerekir. DRAM’in doğasındaki “dinamiklik” işte buradan gelmektedir. DRAM, her bit’i, bir kondansatör ve bir transistörden oluşan bir depolama hücresinde tutar. Kondansatörler, depolamış oldukları elektriksel yükü çok çabuk kaybetme eğilimindedirler. Bu da elektronik tazeleme ihtiyacını doğurur.
DRAM’e “dinamik” RAM denmesinin sebebi, veriyi elinde tutabilmek için her saniyede yüzlerce kez tazelenmek ya da yeniden enerji ile doldurulmak zorunda olmasıdır. Tazelenmek zorundadır çünkü hafıza hücreleri, elektrik yüklerini depolayan minik kondansatörler içerecek şekilde dizayn edilmiştir. Bu kondansatörler, kendilerine yeniden enerji verilmediği takdirde yüklerini kısa sürede kaybedecek olan çok minik enerji kaynakları olarak görev yaparlar. Aynı zamanda, hafıza dizisinden verinin alınması ya da okunması süreci de bu yüklerin hızla tüketilmesine katkıda bulunur; bu yüzden hafıza hücreleri verinin okunmasından önce elektrikle yüklenmiş olmalıdırlar.
Elektronik tazeleme ya da kısaca tazeleme (refresh), bir hafıza çipindeki hücrelerin yeniden yüklenmeleri, ya da yeniden enerji ile doldurulmaları sürecidir.
Günümüzde piyasada kabul gören iki tip DRAM yongası bulunmaktadır. EDO DRAM, ve SDRAM.
EDO (EXTENDED DATA OUTPUT) DRAM
EDO DRAM’e aynı zamanda EDO RAM de denilmektedir. EDO (extended data output), adından da anlaşılacağı gibi, data-out zamanını genişleterek kendisi bir sonraki kelimenin adresini ayarlarken CPU’nun data’yı okumasını sağlar. Böylelikle CPU’nun arka arkaya bilgi okuma yaparken bekleme süresi azaltılmış olur. Bu ise genel performansı %10-%15 oranında arttırır.
EDO RAM’lerin hızı, bir Pentium 66 CPU için hiç cache bellek gerektirmeyecek kadar yüksektir. Ancak günümüzde Pentium 66’ların tamamen ortadan kalktığını düşündüğümüzde, cache bellek kullanımının yine de vazgeçilmez olduğunu söyleyebiliriz.
EDO RAM kullanılabilmesi için, sistem anakartının EDO RAM desteği olması gerekir. EDO RAM desteği olmayan bir anakartı olan bilgisayarlar, EDO RAM ile çalışmazlar. Intel Triton veya üzeri yonga setine sahip anakartlarda EDO RAM desteği bulunmaktadır. EDO RAM’lerin erişim süreleri 50 nanosaniyeye kadar düşebilmektedir.
EDO RAM’lerin özellikleri:
1) Sağdan ve soldan olmak üzere toplam 72 pinliktirler.
2) Pentium tabanlı makinelerde çift kullanılmak zorundadırlar.
3) EDO RAM’ lar 66 Mhz ‘ de çalışırlar.
4) Anakart üzerindeki slotları beyaz renktedirler.
5) 50-60 ns’ dirler.
6) Ayarları ise Setup’ da Chipset Features Setup ‘ dan ayarlanır
SDRAM (SYNCHRONOUS DRAM)
SDRAM 72 pinlik bir SIMM’dir. SDRAM (Synchronous DRAM–senkronize DRAM), geleneksel hafıza çeşitlerinin sunduğu hızlardan çok daha yüksek saat hızlarını (100 MHz’yi, hatta daha da üstünü) desteklemektedir. SDRAM, sistem veriyolu ile aynı frekansta çalışır ve CPU’dan talep geldiği zaman otomatik olarak senkronizasyonu sağlar. Sistem veriyolu (system bus), işlemciyi ana hafızaya bağlayan veriyoludur. Bazı kaynaklarda kendisinden işlemci veriyolu (CPU bus) veya kontrol veriyolu (control bus) olarak da söz edilmektedir. SDRAM ile sistem saati arasında tesis edilen bu senkronizasyon sayesinde, veri erişimi ve tazeleme sırasında, CPU’nun boş boş oturup hafızanın kendisine yetişmesini beklemek zorunda kalması sonucunda oluşan zaman kayıpları minimuma düşürülmektedir. SDRAM teknolojisinin CPU ile hafıza arasında daha verimli bir iletişime imkân veren bu mimarisi, SDRAM’i EDO RAM’den daha hızlı bir hafıza türü haline getirmiştir.
SDRAM, hafızayı iki ya da daha fazla dahili hafıza dizisine ayırır; bu işlemin amacı dizilerden birine bir erişim olduğu anda sıradaki dizinin erişim için hazırlanmasını sağlamaktır. SDRAM’in veriyi ilk olarak okuduğu sırada ulaştığı rasgele erişim hızı EDO RAM’in erişim hızı ile aynıdır; ama sıra müteakip karakterlerin ya da hücrelerin okunmasına geldiğinde SDRAM, EDO RAM’e 5-6 tur bindirmekte ve 10 nanosaniyelik erişim süreleri sunabilmektedir (daha net olmak gerekirse, bu erişim süresinin –yaklaşık olarak– 7 ns ile 12 ns arasında değiştiğini söyleyebiliriz). Veriye 10’ar nanosaniyelik aralıklarla erişilebilmesi demek, çevrim (ya da devir) süresinin 10 nanosaniye olması demektir. Yani her 10 ns’de 1 devir gerçekleşmektedir. Bu da her {[10 nanosaniye] x [1 milyar]}’da (yani her 10 saniyede) 1 milyar çevrim ve her 1 saniyede de 100 milyon çevrim anlamına gelir. Yani aslında 10 ns’lik SDRAM ve 100 MHz’lik SDRAM derken yaptığımız şey aynı anlamı iki farklı şekilde ifade etmek oluyor.
SDRAM mimarisinin bir parçası olan senkronizasyon ile veriye çok daha hızlı bir biçimde erişilebilmesi, bilgisayar sisteminizin genel performansına direkt olarak olumlu bir şekilde yansır. SDRAM’in, kendisine nazaran daha eski olan hafıza teknolojileri karşısındaki bu üstünlüğü genel sistem performansınız söz konusu olduğunda kritik bir önem taşır. SDRAM, artık günümüz PC’lerin hafıza standardı olmuştur. SDRAM’in “senkronize” mimarisi aynı zamanda, önümüzdeki bir iki yıl içinde görmeye başlayacağımız çok daha yüksek veriyolu hızlarını desteklemeye de elverişlidir. Burada unutulmaması gereken bir nokta, 66 MHz’lik veya daha düşük sistem veriyolu hızlarında çalışan pek çok eski sistemin SDRAM’in hediye ettiği yüksek performans nimetinden tam anlamayla yararlanamayacağı gerçeğidir.
SDRAM’ler –genellikle– sadece DIMM modüllerde kullanılır. Bunun haricinde, bazı anakartlar EDO ve SDRAM’lerin birlikte kullanılmasına müsaade etmektedir, ne var ki bu yaygın bir uygulama değildir.
SDRAM’in özellikleri:
1)Sağdan ve soldan olmak üzere toplam 168 pinliktirler.
2)Pentium tabanlı makinalarda tek olarak kullanılabilir.
3)SDRAM’ lar 66 ve 100 Mhz’ de çalışırlar.
4)Anakart üzerindeki slotları siyah renktedir.
5)10 ns ve 8 ns ‘ dirler.
6)EDO RAM’lere göre çok hızlıdır.
SIMM’ler & DIMM’ler
SIMM (Single Inline Memory Module) ve DIMM (Dual Inline Memory Module) iki farklı hafıza modülüdür. Bu modüller aslında küçük, kendilerine özgü standart ebatları olan devre kartlarıdır ve üzerlerinde asıl RAM çiplerini taşırlar. RAM çiplerini tutan ve PC’nin anakartı üzerindeki boş soketlere takılan bu modüller genellikle 8 MB, 16 MB, 32 MB ya da 64 MB’lık birimler halinde karşımıza çıkar. Bundan 3-4 sene evveline kadar 30 pin’lik SIMM modülleri yaygındı. Artık 30 pin’lik SIMM’lere sadece eski PC’lerde rastlayabiliriz (şekil .1). Pentium tabanlı PC’ler, daha yeni olan 72 pin’lik SIMM’ler (şekil .2) ya da bu alandaki en taze yeniliği temsil eden DIMM’ler kullanmaktadır. 72 pin’lik SIMM’ler, veri depolama kapasitesi ve veri erişim yetenekleri açısından 30 pin’lik SIMM’lerden daha üstündür. DIMM’lerin veri tutma kapasitesi daha da yüksektir. DIMM’lerde genel olarak her iki tarafta da aktif olan 84 pin bulunur (168 bağlantı noktası için).
Standart DIMM’lerin (ki bunlara “unbuffered DIMM” de deniyor) maksimum kapasitesi 64 MB’tır. Yeni bir dizayn olan register’lı DIMM’ler (registered DIMM) ise 128 MB veya 526 MB veri tutabilmektedir. Bu yeni DIMM türü daha çok server’larda ve üst seviye çalışma istasyonlarında kullanılmaktadır.
Şekil.1. 30 pinlik SIMM modülü
Şekil.2. 72 pinlik SIMM modülü
ECC DESTEĞİ, PARITY, NON-PARITY
Parity, bir tür hata tespit etme şeklidir. Hafıza hatalarını tespit edebilir ve verilere zarar gelmesini önlemek için sistemi durdurabilir. Non-parity ifadesi, hata tespit etme yeteneğine sahip olmayan modülleri tarif etmek için kullanılmaktadır. ECC (Error Correction Code–hata düzeltme kodu) hafıza, daha kompleks bir hata tespit etme şekli sunar. ECC sadece hatayı tespit etmekle kalmaz aynı zamanda pek çok hafıza hatasını da giderir (sisteminiz çalışıyorken). ECC desteği, sistemin ECC hafızayı destekleme yeteneğine sahip olduğu, ama aynı zamanda non-parity modülleri ile de çalışabileceği anlamına gelir.
NOTEBOOK’LARIN RAM’LERİ
Aslında notebook’ların hafıza çipleri ile masaüstü PC’lerin hafıza çipleri genellikle aynı türdendir. Fark, bu çipleri taşıyan hafıza modüllerinde ortaya çıkar. Notebook’ların çoğu daha küçük olan SODIMM’ler (Small Outline DIMM) kullanır. SODIMM’ler 72 ve 144 pin’lik modüller halinde gelir. Ancak pek çok notebook üreticisi özel hafıza modülleri kullanmayı tercih etmektedir.
Resimdeki kırmızı daire içerisine alınmış olan sayılar RAM’in erişim süresini göstermektedir.ERİŞİM SÜRELERİ
Bellek satın alırken şunlara dikkat etmelisiniz:
SIMM bellek modülü üzerindeki tüm entegreler aynı üreticiye ait olmalı ve hepside aynı erişim süresine sahip olmalıdır. DRAM entegreleri üzerindeki bellek tipi tanımlamalarının üzeri karalanmış, değiştirilmiş ya da tamamıyla kazınmışsa bilin ki o RAM de bir sorun vardır.
BİLGİSAYARA RAM TAKILMASI
Bellek modülleri elektrostatik boşalmalara karşı oldukça hassas tepki veriyorlar. Halının üzerinde birkaç adım attıktan sonra bellek modüllerine dokunmanız yetiyor. Şimdi bir RAM’in PC’ye nasıl takıldığını adım adım inceleyelim.
1.ADIM
PC’nizin arka tarafındaki bütün kabloları çıkarınız. Daha sonra kasanın arka tarafındaki bütün vidaları sökün ve kasayı açın.
2.ADIM
PC’nizdeki bellek banklarının (RAM yuvaları) yerlerini belirleyiniz. Bunları kolayca bulabilirsiniz, çünkü hazırda ki SIM ya da DIM bellek modülleri slotlara monte edilmiş durumdadır. Bellek bankları bir sürücünün ya da güç kaynağının altına gizlenmişse, bu elemanları sökün. Ancak bu sırada anakart üzerine hiçbir vidanın düşmemesine dikkat edin; zira daha sonra bilgisayarı açtığınızda bu vidalar bir kısa devreye yol açabilir.
3.ADIM
Mesela metalik bir masa ayağına dokunarak kendinizi topraklayınız. Bellek modüllerini elinize alın. Bellek modülünü eğik bir açıyla bir sonraki boş bellek bankına, mesela SIM-Bank1’e takın.
Bellek modülü bir tarafında bir girintiye ve RAM slotu da bir çıkıntıya sahiptir. Bu simgeler, bellek modülünü yanlışlıkla yanlış takmanızı engellemek içindir.
4.ADIM
Bellek modülü slot’a düzgün oturmuşsa, modülü yukarıya doğru kaldırıp dikleştirin. Slotun sağ ve sol tarafındaki çıkıntılar şimdi bellek modülünün deliklerine geçmiş olmalıdır. Slotun tutma çengelleri de sol ve sağ tarafta birbirini tutmalı. Bazen bu çengeller biraz zorluk çıkarıyor. Bu yüzden işaret parmağınızdan ya da küçük bir tornavidadan istifade etmelisiniz.
5.ADIM
Üçüncü ve dördüncü adımları tüm bellek modülleri için tekrarlayın. Bu sırada bellek modüllerinin her zaman sırayla takılmış olmalarına ve bellek modülleri arasında hiçbir boşluk bırakmamaya dikkat edin. Aksi halde bir bellek boşluğu ortaya çıkar ve PC’niz yeni eklediğiniz RAM’leri tanımaz yani kullanamaz. Genelde bu durumda BIOS’taki bellek kontrol programı bir konfigürasyon hatası uyarısı ya da önüne geçilemeyen bir bellek hatası veriyor.
SDRAM’in takılması:
SDRAM’leri bilgisayara takmak ve bilgisayardan çıkarmak EDO’ya göre daha kolaydır. Bilgisayarınızın kasasını açıp SDRAM slotu bulunuz. Ayrıca vücudunuzdaki statik elektriği de bir metale (mesela metal masa bacağı) dokunarak boşaltınız. DIMM soketin her iki tarafında da yanlara doğru açılan klipsler bulunur. Bunları açtıktan sonra SDRAM’i bu yuvaya yerleştirip bastırınız. Böylece SDRAM’i bilgisayarınıza takmış olursunuz.
KAPASİTE BİRİMLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİLER
Teknik gelişmelere paralel olarak daha büyük kapasiteli bellekler yapılmış ve kapasite tanımlaması için de şöyle büyüyen rakamlar kullanılmıştır.
1024 Byte = 1 Kilo byte – 1K
1024 Kbyte =1 Mega byte– 1MB
1024 Mbyte =1Giga byte– 1GB
1024 Gbyte =1 Tera byte– 1TB
ANA BELLEK(RAM)
Anakart her PC sisteminin entegre bir bileşeni olan ana belleği de içermektedir. Ana bellek CPU gibi bir PC sistemin çalışması için gerekli bir donanım parçasıdır. Bir programın işletilmesi için gereken işletim sistemi de bu belleğe yüklenmektedir.
Ana bellek “kısa süreli bellek” şeklinde çalışır ve genellikle RAM ( Read Access Memory ) olarak adlandırılmaktadır. CPU bu belleği yürürlükte olan görevlerini yapmak için kullanır. İşlemci çalışırken ana bellek gerektiği biçimde değiştirilir, tazelenir.
Program işlerken değişik program parçaları sabit diskten okunarak bellekte saklanır. Ana bellek geçici bellektir; saklanan bütün bilgiler bilgisayar kapatıldığında kaybolur. Ancak sabit disk ve disketler bilgiyi sürekli olarak saklayabilirler.
Günümüz bilgisayarlarında yaklaşık 12 tip bellek yongaları kullanılmaktadır. Bu yongalar boyutlarına ve kapasitelerine göre değişik kombinasyonlarda bir araya gelirler.
Bir anakarta uyumluluk anakarttaki soketler tarafından belirlenir. Yongalar basit olarak bu soketlere sokulur. Bir zamanlar bellek genişletmeleri için kullanılan lehim teli artık gerekmemektedir.
Ana bellek için kullanılan yongalar iki gruba ayrılabilirler:
DRAM( Dinamik RAM ) yongaları
SIMM ( Single In-line Memory Module ) veya SIP (Single In-line Packeges )
modulleridir.
Dinamik RAM yongaları tek yongadan oluşan elemanlardır. SIMM ve SIP modüllerinde ise birkaç RAM yongası bir eleman oluşturacak biçimde kümeleşmiştir. Basitçe SIMM ve SIP modülleri birtek bileşen oluşturmak üzere birbirine lehimlenmiş RAM yongalarıdır.
BELLEK DÜNYASI
Eğer bir PC yeteri kadar bellek ile donatılmadıysa fiyat karşılığı alınacak performans çok düşük olacaktır. Ama artık bir dükkana girip 32 MB RAM istemek de o kadar kolay değil. Mevcut olan kafa karıştırıcı birçok çeşidin yanına yeni çıkan SD-RAM 100 ile 100- MHz- Sistemler için yeni bir seçenek daha sunulur.
İki Kriter: Miktar ve Hız
RAM modülleri sadece bellek yapıtaşlarının miktarı ve kapasitesi ile birbirinden ayrılmıyorlar. Bugüne kadar çıkan FPM, EDO veya SD-RAM modülleri arasındaki bir fark da hızları. İşlemci bellek ile ne kadar hızlı haberleşiyorsa programlar da o kadar hızlı çalışıyor demektir. Erişim süresi olarak da DDR-RAM, SL-RAM veya DR-RAM çok büyük değişiklikler ile yoldalar.
RAM Karmaşası : Bellek Tipi- Erişim Süresi – Yapı Tipi
RAM, “Random Acces Memory” nin kısaltılması. Tam Türkçe karşılığı “Rastgele Erişilebilir Bellek”.
Bu ismin verilmesinin sebebi ise bu yapı taşını her hücresinin istenilen sıralamayla adreslenebilmesidir. Ama her RAM aynı RAM değildir tabii: Modüller üç ana kriterle birbirlerinden ayrılıyorlar. Bellek türü ( S-RAM veya D-RAM ), erişim türü (FPM,EDO,SD-RAM ) ve yapı şekli ( SIMM veya DIMM ).
Bu üç kriter arasında hiçbir bağlantı yoktur. Ama pazarda bulunan belli kombinasyonlar arasında özellikle yapı şekli ile erişim türü arasındaki fark önemsizleşiyor. “Kullanıcıların şansına” son yıllarda sadece bir avuç dolusu RAM modülü üretiliyor.
RAM’lerin Markalarını Tespit Etmek
Bir RAM modülüne bakarak doğrudan kapasitesini ve hızını söyleyebilmek maalesef pek mümkün değildir. Ancak chiplerin üzerindeki karakter kodlarından bazı bilgiler elde edilebilr.
Genelde şu yazım şekli kullanılır:
AA BB CC DD EE FF ns. Harflerin anlamları ise şöyledir.
AA=Üretici Kodu
HM=Hitachi, HY=Hyundai, KM=Samsung, M=OKI, MCM=Motorola, TMM=Toshiba, TMS=Texas Instruments, PD=NEC
BB=Bellek Türü
4 DRAM, 42 VRAM ve 5 ve 7 arasındaki rakamlarda SRAM demektir.
CC=Chip Organizasyonu
x1’den x32’ye kadar olan bir alan
DD=Yarı İletken Teknolojisi
Genelde CMOS için C
EE=Kbit olarak Kapasite
Modülün kilobit olarak kapasitesi, bu kapasite CC’deki değerle çarpılmalıdır.
FF=Kart Tipi
Mesela Z=ZIP, J=SOJ ve benzeri.
Ns.=Hız
Nano saniye olarak erişim süresi. Ya tam bir sayı olarak (60ns için 60) veya sadece tek basamaklı bir sayı(70 için 7) olarak bulunur.
S-RAM: Daha Hızlı ve Daha Pahalı
Temelde iki tip RAM var: Statik RAM’ler (S-RAM) ve Dinamik RAM’ler(D-RAM). Statik olanlar kendilerine gönderilen verileri elektrik oldukça koruyorlar. Çok hızlılar ve çok az elektrik sarf ediyorlar. Ancak üretim şekilleri diğerlerine göre oldukça farklı. Bu da onlara göre daha yüksek maliyet demek. Bu yüzden S-RAM ‘ler genelde önbellek (cache) olarak kullanılıyor. Önbellek küçük ama buna karşılık çok hızlı bir ara bellektir. Görevi hızlı olan işlemci ile daha yavaş olan bellek arasındaki trafiği hızlandırmak. Özellikle işlemcinin çok kullanıldığı verileri hazır bekletmektir.
Yavaş Ama Ucuz: D-RAM
Önbelleğin aksine PC’ler içindeki asıl bellek dinamik bellek yapı taşlarından oluşuyor. D-RAM adı verilen bu bellek türünün özelliği ise depolanan verilerin sürekli tazelenmesi gerektiği. Bu işlemin adı “REFRESH” ; bu iş için kullanılan çevrimlerde hem zamandan hem de elektrikten harcanıyor. Bu özellikle Notebook’larda kendini gösterir.
D-RAM’in en önemli avantajı alternatiflerine göre çok daha ucuz olması. Son zamanlardaki düşüşle bu avantajını arttırdı. Yani bir PC içindeki bellekten bahsedilirken her zaman için D-RAM kastediliyor. “D” bazı tanımlarda anlamını korurken (SD-RAM) bazılarında ise farklı bir anlam taşıyor(EDO-RAM).
486 İçin Dörtlü Paket : 30 Bacaklı SIMM’ler
Artık sadece eski 486 makinelerde bulunan D-RAM tipi 30 bacaklı SIMM’ler (Singel In Line Memory Modüle). En sık rastlananları 1 ve 4 MB’lık olanlarıdır.
Bu modüller 8 bit genişliğinde bir veriyolu sunuyorlar. 486 işlemcili makineler 32 bit veriyolu kullandıkları için anakart üzerinde her zaman dört tane modül bulunmalı. SIMM modülleri artık pazarda yeri yok ve oldukça da pahalılar. Eğer eski makineniz için SIMM’lere ihtiyaç duyuyorsanız kullanılmış aramaktır.
Pentium’larda Durum : FPM- ve EDO-RAM
Pentium sınıfı PC’ler için en sık rastlanan RAM grubu PS/2- SIMM denilen IBM’in ilk defa PC’leride kullanıldığı RAM’ler. Prensip olarak 30 bacaklı SIMM’ler ile aynı ama üzerinde daha çok entegre( Chip ) bulunuyor. Veri yolu genişliği 32 bit. Pentium’ların veriyolu genişliği ise 64 bit olduğundan anakart üzerinde yine en az iki tane modül bulunmalı. Üreticiye göre de ikiden sekize kadar sayıda soket ile birden dörde kadar modül oluyor.
PS/2-SIMM’ler artık FPM( Fast Page Mode ) veya EDO(Extended Data Output) olarak geçiyor. Fark erişimde, D-RAM yapıtaşları sayfalar (Pages), Satırlar (Rows) ve Sütunlar (Cols) olarak bölünmüş. İşlemcinin bir adrese erişebilmesi için satır ve sütun adresini baştan belirtmesi gerekiyor.
FPM-Modüllerde sayfa olarak okunduğu için satır numarasının baştan belirtilmesi yeterli oluyor.
EDO- Modüller ise daha farklı çalışır: Bir sonraki sütunun adresi daha okuma sırasında belirlenir. Bu birkaç puanlık bir hız artışı sağlar.
Nihayet Tek: Pentium için SD- RAM
1996’dan beri EDO-RAM teknoljisi eskiyor. Intel’in VX ve TX Chipset’lerinin piyasaya sürülmesinden beri anakartlar üzerinde SD-RAM’ler için DIMM soketleri de sunuluyor. SD-RAM’ler (Synchronous D-RAM) daha önceki çeşitlere göre belirgin bir farka sahipler: Sistem saati ile senkron bir şekilde çalışıyor. İşlemciden bunu için özel bit senkronizasyon darbe hattına sahipler.
RAM’e veri transferi performans açısından daha yüksek. SD-RAM’ler uzun transfer çevrimlerine güçlendiriyorlar ve hücreler için erişim süresini düşürüyorlar. İşlemci hızına göre saniyede 264 MB’a kadar hızları çıkabiliyorlar. Ancak genel sistem mimarisi bu avantajları henüz kullanamadığından hız olarak EDO-RAM’lerden pek de farklı görünmüyorlar. Ama genel olarak SD-RAM’ler daha fazla gelecek vaadediyorlar.
Ömürleri daha uzun görünüyor.
SD-RAM’ler pazara 168 bacaklı DIMM’ler olarak sunuluyor. DIMM(Dual In Line Memory Module ) RAM kartının ön ve arka yüzlerindeki kontakların farklı sinyaller ürettiği anlamını taşıyordur. Her DIMM 64 bitlik bit veriyolu genişliği kullanıyor ve pratikte anakarta bir tane yeterli oluyor.
Ancak maalesef SD-RAM modüllerinde durum biraz karışık. Eski modüllerde, yani bugüne kadar kullanılan 66 MHz’lik sistem hızında çalışan modüllerde günümüz koşullarında uyumsuzluk söz konusu. Yeni çıkan Pentium II sistemler 350-400 MHz hızları için 100MHz’lik sistem hızlarını kullanıyorlar. Bu da eski SD-RAM 66’lardan farklı olarak SD-RAM 100’lerin çıkmasına sebep oldu.
SD-RAM modülleri üzerine SPD-EEPROM adı verilen yeni bir yapıtaşı eklendi. ( SPD, Serial Presence Detect) Bu minik entegre modülün tüm önemli parametrelerini içinde saklıyor ve bunlar okunarak kullanıcıya hiçbir ayar bırakmadan RAM BIOS tarafından otomatik olarak tanınıyor.
Bilgisayar Alırken: Önce Düşünüp Sonra Almalı
RAM çok önemli bir parça olduğundan RAM artırımı her zaman gerekli olan bir durum. Daha akıcı çalışabilmek için 32 MB şu anda alt sınır. Zayıf işlemcili bilgisayarlar için ise 48 veya 64 MB’ a terfi şarttır.
Bu sınırın üzeri ise birçok sistemde önbellek ile ilgili sorunlar getiriyor. 64 MB sınırına kadar çalışıyor. Windows 95 belleği üstten adreslendiği için işletim sistemi önbellek tarafından hızlandırılmayan hafıza bölgesinde çalışmak zorunda kalıyor.
Sonuç: Bilgisayarın hızlanması beklenirken birden yavaşlıyor. 64 MB’ ın üzeri için anakart kitapçığı okunmalı öncelikle. Kitapçığı olmayanlar ise Internet’i kullanmak durumundadırlar.
RAM terfisinden önce ne olursa olsun anakart kitapçığına bakmakta fayda var. Orada makineye takılması gereken modüllerin listesi vardır. Ayrıca satın almadan önce anakart üzerinde hangi tür yuvalar olduğunu da bakmak lazım. Eğer anlamıyorsanız en iyisi kasa ile beraber bir bilgisayarcıya gitmektir.
Eğer anakart üzerinde DIMM soketi bulunuyorsa ve SD-RAM desteği sağlıyorsa 100MHz’lik SD-RAM yatırımı kazançlı olur. Sistem hızınız 66MHz bile olsa uyum sağlayacaktır ve geleceğe yönelik bir yatırım olacaktır. PC100 spesifikasyonlarına uygun olarak üzerinede SPD-EEPROM olmasına etmelisiniz.
Yeniden İkiye Katlandı; Double- Data- Rate- RAM
100 MHz’lik SD-RAM modülleri ile de henüz sınıra erişilmedi. İleride çıkacak olan yüksek hızlı maksimum güçlerini gösterebilmek için daha da hızlı RAM modüllerine ihtiyaç duyacaklar.
En yakındaki adım olarak Double-Data-Rate-RAM (DDR-RAM) görülüyor. Prensipte yine SD-RAM’ler geçerli ancak yeni RAM’lerde darbenin hem çıkan hemde düşen kenarı kullanılıyor. Bu transfer hızını iki katına çıkarıyor ve SD-RAM ‘ler 200MHz’de çalışıyor artık.
Rambus: Ram Devrimi mi, Intel’in Gücü mü?
Mevcut RAM teknolojisi ile ilgili en büyük atağın Rambus-DRAM ile olacağı sanılıyor. Hali hazırda iki ayrı çeşit geliştirildi bile. Concurrent-Rambus-DRAM geleneksel RAM teknolojisini dayanıyor ama açık bir şekilde daha hızlı. Nintendo oyun konsollarında ve ses kartlarında kullanılmaya başlandı bile.
PC dünyası için ilginç olan ikinci çeşit ise Direct-Rambus-DRAM(DR-DRAM). İşlemci devi İntel de bu teknolojiyi kabul etti ve kendine yeni ürünler için hazırlıyor. Direct- Rambus 16 bit genişliğinde bir veriyolu kullanıyor ama bunun karşılığında çok daha hızlı. Prototipler 800 MHz gibi çok yüksek hızlarla çalışıyor. Eğer darbenin her iki kenarı da kullanılırsa bant genişliği saniyede 1.6 Gigabayte’a kadar çıkıyor. Bugünün SD-RAM’inin on katı.
Bu teknolojinin başka bir avantaji ise yeni modüllerin şu anki yöntemlerle ve hammaddelerle ütretilmesi. Intel 1999 yılında çıkaracağı işlemci, Chipset ve anakartlarla bu RAM tipini desteklemeyi planlıyor.
Synclink DRAM : DDR’ ın İki Katı
Rambus uyumlu üretim için firmaların lisans alması gerekecek. Bu durum büyük RAM üreticilerine uymuyor. Birçoğu pazara sürmek için alternatif arayışı içindeler. Geliştirdikleri alternatif adı Synclink-DRAM veya SL-DRAM. Prensipte SL-DRAM modülleri henüz piyasaya sunulmayan DDR-RAM’lerin bir uzantısı. Farklı zamanlama parametrelerinin mükemmel uyumu ile saniyede 400 MB’a kadar çıkma amacı taşıyor.
( Asya’daki üreticilerin oluşturduğu bir konsorsiyum ).
Standart İçin Savaş : PARA VE GÜÇ
Her zamanki yapılan sadece bir teknoloji savaşan değil. Pazardaki güç için savaşılıyor. Intel işlemci, Chipset ve anakart pazarındaki büyük payı aldıktan sonra şimdi de bellek pazarına göz dikti. Durum Slot 1 ve Soket 7 savaşındaki ile aynı : Yeni standart istenmeyen rakiplerin uzak tutulmasını sağlıyor. Gerçi Rambus’un yaratıcısı Intel değil ama beraberlikteki güçlü olan taraf da daima kuralları koyuyor.
Bu savaşta da aynı kural geçerli; Kim önce gelirse o toparlar. Bu yüzden her iki taraf da çalışıyor. Eğer üreticiler sözlerini tutarsa yaz aylarında DDR-RAM’ler piyasa çıkacak ve belki sonbaharda SL-RAM’ler yeni anakartla beraber çıkacak.
Rambus modelleri ise hazır. Ancak yeni RAM’lerin yeni Chipset’e ihtiyacı olduğu için DR-RAM’in şansı daha yüksek görünüyor. Intel söz sahibi olarak bu sonbaharda sistem hızını 133MHz’e yükseltmeyi planlıyor. Yani DR- DRAM’lerin seri üretimine kadar acele edilmeyecek gibi görülüyor...
SÖZLÜK
DIMM( Double Inline Memory ):
Ön ve arka yüzlerde farklı sinyaller üreten bellek modülü. PC pazarında 168 bacaklı DIMM’ler daha çok SD-RAM olarak kullanılıyor.
Parity:
Anakartın bellek içeriğini kontrol etmek için kullanılan basit bir yöntem. Her bayta pariteyi tutan ek bir bit ekleniyor.
Refresh:
Dinamik bellek yapıtaşlarında sürekli mecburi tazeleme Tam bir Refrsh seferi Refresh çevrimi olark adlandırılır. Geçici bellek, kısa bir süre sonra içeriği silinir ve içeriğinin düzenli olarak yenilenmesi gerekir. Refresh sistem performansını düşürür, zira bu esnada işlemci çoğunlukla beklemek zorundadır.
Serial Presence Detect( SPD) :
Yeni SD-RAM modüllerinde bulunan EEPROM yapıtaşı.Görevi RAM için optimum ayarları BIOS için hazır tutar.
SIMM( Single In Line Memory Module ) :
Ön ve arka taraflarında bağlantıların birleştirildiği bellek modülüdür.En önemlileri 30 bacaklı standart SIMM’ler ve 72 bacaklı PS/2 SIMM’ler.
SO-DIMM( Single Outputline_DIMM):
DIMM’ler için kompakt özel yapı formu. Notebook ve grafik kartlarında üreticilerin özel isteklerine cevap verebilen tip.
PC-100 :
Intel 100 MHz’den bir bellek modülünün nasıl çalışacağını dair özellikleri.
Bedo RAM (Burst EDO RAM):
Burst teknolojisiyle EDO RAM’in kombinasyonu, iki aşamalı bir Pipeline’a sahiptir. Bir seferde bir yerine dört bellek adresi birden okunur. Tüm anakartlar BEDO RAM desteklemez.
Burst:
Erişim türü, arka arkaya birbirini izleyen adres bir defa da okunur.
CAS (Column Address Strobe):
DRAM’e geçerli bir sütun adresinin bulunduğunun sinyalini verir.
DRAM (Dynamic Random Access Memory):
Yeni PC’lerde artık kullanılmıyor, daha gelişmiş olan FPM veya EDO RAM galip geldi.
EDO RAM (Extended Data Output):
Bu DRAM türünde veriler çıkışta daha uzun süre hazır bulunurlar, böylece okuma işlemleri daha esnek ve hızlı bir şekilde gerçekleşir. Veriler okunduğu sırada bir sonraki adres de hazırdır. Teorik olarak FPM RAM’lere oranla %20’lik bir performans artışı sağlar. ancak pratikte bu artış çok daha düşer, zira veriler yazma sırasında kurtarılamazlar.
FPM RAM (Fast Page Mode-DRAM):
Sayfa adreslemesi
PS/2 Modülü:
EDO veya FPM RAM’lerin kullanıldığı 72 pinlik bellek yapı formu. Erişim veriyolunun 32 bit genişliği ile gerçekleşir. Bu ad, bu bellek modüllerinin ilk olarak IBM PS/2 model serisinde kullanılmasıyla ortaya çıkmıştır.
RAS (Row Address Strobe):
DRAM’geçerli bir satır adresinin bulunduğunu sinyalize eder.
SDRAM:
SDRAM harici CPU frekansıyla senkron çalışır ve günümüzde ortalama 10 ns. Erişim süresine sahiptir.
SIMM(Single İnline Memory Module):
32 pinli bellek yapı formu; veri yolu sadece 8 bit genişliğindedir. 486’lara kadar kullanıldı ve artık pratikte kullanılmıyorlar.
SRAM (Statik RAM):
Refresh’e ihtiyaç duymaz. Çok hızlıdır, ancak dinamik RAM’e oranla çok daha pahalıdır. Genellikle Cache bellek yapı taşları için kullanılır.
Bilgi tutma şekline göre bellekler ikiye ayrılır.
DRAM: Dinamik RAM anlamına gelir. Her biti bir kondansatör ve transistörden oluşan bir hücrede tutar. Kondansatörün deşarjı söz konusu olduğundan tazelemeye ihtiyaçları vardır. Ek bir özelliği olmayan DRAM minimum 60 ns de çalışabilirler.
SRAM: Statik RAM anlamına gelir. Daha hızlı ve daha güvenilirdir. Tazelemeye ihtiyacı yoktur. Bilgiyi sürekli akım geçirme mantığıyla sürekli tutarlar. Minimum 10 ns de çalışabilirler.
CACHE MEMORY
Cache Memory’nin Tanımı:
Cache Memory yani Ön Hafıza verinin geçici olarak tutulduğu statik hafıza dilimidir; Veriyi CPU’nun talebi doğrultusunda anında kullanıma sunabilir. Yani oldukça hızlıdır. İşlemcinin neredeyse hiç beklemeden istediği veriyi elde etmesi, uygulama performansını artıran önemli bir faktördür.
Cache Memory’nin Gelişimi:
Cache Memory ilk olarak 386 larda kullanılmaya başlandı. Bu bellekler işlemcinin veriyolu üzerinde yani anakarttaydı .
Pentium işlemcilere geçildiğinde dahili Cache Memoryler kullanılmaya başlandı. Bunlar bir öncekilere göre daha hızlıydı, çünkü işlemciyle tümleşik bir yapıya sahipti. Bunlara genel olarak Level 1 Cache denildi.
Pentium II devri geldiğinde karşımıza Level 2 Cache’ler çıktı. İşlemci hızı başdöndürücü bir şekilde artmış ve Level 1 Cache’ler adeta CPU ya bilgi yetiştiremez olmuştu. Level 2 Cache, İşlemci yongası ile direkt irtibatlanmış olarak bir karta yarleştirilmiştir.
Cache Memory’nin Çalışması:
Bilgisayar uygulamaları, genel olarak, bir program kodunun bellibir bölgesi etrafında bir müddet gezinirler, sonra başka bir kod bölgesine geçerler ve biraz da orda takılırlar. Bu işlem uygulamanın çalışması süresince böyle devam eder gider. Cache denetleyici önce bilgisayarın kullanımına bakarak hangi hafıza bölgesi ile ilgilenmesi gerektiği hakkında bir fikir edinir, ardından CPU’nun az sonra hafızadan talep edeceği bilginin, hafızanın hangi bölgesinde tutulmakta olduğunu tahmin eder. Sonra yavaş dinamik hafızanın bu bölgesine gider ve oradan bir miktar veriyi CPU’ya iletir. Eğer Cache denetleyicinin tahmini doğru çıkarsa CPU talep ettiği veriyi, yavaş olan ana hafızayla uğraşmadan hızlı bir şekilde alacak ve Cache görevini tamamlayacaktır.
Peki , Cache denetleyicinin tahmini tutmazsa ne olacak? İşte o zaman hız tuzağı diye tabir edilen olay gerçekleşecek, CPU kendi bilgisini kendisi alma yoluna gidecek ve yavaş olan ana hafıza ile muhatap olduğundan sistem yavaşlayacaktır.
Neyseki Cache denetleyiciler %80 ilâ %99 oranında doğru tahminlerde bulunurlar.
FLASH MEMORY
Flash Memory Tanımı:
Flash adı, Microchip’ler üzerindeki verilerin organizasyonundaki sıradışı bir durumu ifade eder. Aslına bakılırsa Flash Memory’nin bir çeşit EEPROM yani Elektrikle Silinebilen Programlanabilir Yalnız Okunabilen Hafıza olduğunu söyleyebiliriz. Bir EEPROM a kayıtlı bilginin silinebilmesi veya üzerine başka bilgilerin yazılabilmesi için elektrik gereklidir. Bu Chip’ler içeriklerini cihaz kapalıyken de kaybetmezler ve tazelenmeye ihtiyaçları yoktur. Zaten bu da onları diğer hafızalardan (RAM gibi) ayıran özelliktir.
Flash Memory’nin Çalışması:
Flash Memory’nin özelliği ise, verinin bloklar halinde değil de, her bir Byte’ın teker teker yazılıp, silinebilmesidir. Bu bloklar -ki Flash olarak adlandırılırlar- Flash Memory’nin daha hızlı çalışmasında ana rol oynarlar. “Yıldırım” hızındaki silme işlemi, elektron tünellemesi metodu ile yapılır. Tünelden geçirilen ince ve yalıtkan bir maddeyle hücrelerin yüklenmesi ve iletilmesi sağlanır.
Flash Memory’nin yazılması için özel bir gerilim değeri gerekmediğinden, programlanmaları da yüklendikleri sistemde gerçekleştirilir. Dolayısıyla yerleştirilme işlemi daha karmaşıklaşır. Oysa EEPROM lar için yüksek gerilimde çalışan özel cihazlar gerekmektedir.
Flash Memory’nin Çeşitleri:
Flash Memory’ler iç transistör yapılarına göre farklı gruplara ayrılırlar. Bunlar içinde en çok kullanılanları NOR ve NAND prensipli Flash Memory’lerdir. NOR Flash’lara tesadüfi erişim mümkündür. Buraya kaydedilen bilgiler herhangi bir sıraya göre dizilmişlerdir ve rastgele okunurlar. Bu tarz kayıt kartlarına, küçük program kodları, örneğin bir oyunun modülleri kaydedilebilir.
NAND Flash ise, NOR un aksine sıralı erişimi desteklemektedir. Veriler ancak belirli bir sırayla çağrılabilirler.
Flash Memory’nin Kullanım Alanları:
Flash Memory genellikle komutların kaydedilmesi için kullanılır. Notebook bilgisayarlarda, Dijital fotoğraf makinelerinde , cep telefonlarında ve benzeri taşınabilir kayıt gerektiren cihazlarda kullanılır.
Sonuç:
Kolay yazılabilmesi sebebiyle, Flash Memory birçok cihazda kayıt amaçlı kullanılmakta. Bu ise onun popülerleşmesine yol açmaktadır.
-----------------------------------------o-------------------------------------
SORULAR
1- Cache memory’e neden ihtiyaç duyulmuştur?
2- Düz Pentium işlemcilerde kullanılan cache bellek türünü ve özelliklerini yazınız.
3- Cache belleklerin çalışma prensiplerini kısaca açıklayınız.
4- Flash Memory’i RAM dan ayıran özellikleri yazınız.
5- En çok kullanılan flash bellek tiplerini yazarak, kısaca açıklayınız.
6- Cache Memory’ler yapıları bakımından hangi bellek türüne girerler?
a- DRAM b- SRAM c- SDRAM d- EDO RAM
7- Level I Cache Aşağıdaki işlemcilerin hangileriyle kullanılır?
a- 386 b- 486 c- Pentium d- Pentium II
8- Cache belleğin CPU ya götüreceği bilginin RAM ın hangi adresinde olduğunu bulan birime ne ad verilir?
a- Cache adress finder.
b- Cache denetleyici.
c- Cache adresleyici.
d- RAM explorer.
9- Flash Memory’ler yapıları bakımından hangi bellek türüne girer?
a- ROM b- P-ROM c- EEP-ROM d- RAM
10- Kaydedilen bilgilere sadece sıralı erişim izni veren Flash bellek türü hangisidir?
a- NAND flash b- NOR flash c-AND flash d- OR flash
CEVAPLAR
1- Gittikçe artan CPU hızları veri yolu hızlarını katlamaya başlayınca veri yolları CPU ya bilgi yetiştiremez olmuştu. Buna çare bulabilmek için sistem hafızasından bilgiyi çabucak alıp CPU ya gönderecek tampon bellekler düşünüldü. Bunu en iyi yapacak elemanlar da,pahalı olsalar da, statik RAM lardı. Özel olarak üretilen bu statik ramlara CACHE adı verildi.
2- Pentium işlemcilerde dahili Cache Memoryler kullanılır. Bunlar anakart üzerindeki yongalardan daha hızlıdır, çünkü işlemciyle tümleşik bir yapıya sahiptir. Bunlara Level 1 Cache denir.
3- Bilgisayar uygulamaları, genel olarak, bir program kodunun bellibir bölgesi etrafında bir müddet gezinirler, sonra başka bir kod bölgesine geçerler ve biraz da orda takılırlar. Bu işlem uygulamanın çalışması süresince böyle devam eder gider. Cache denetleyici önce bilgisayarın kullanımına bakarak hangi hafıza bölgesi ile ilgilenmesi gerektiği hakkında bir fikir edinir, ardından CPU’nun az sonra hafızadan talep edeceği bilginin, hafızanın hangi bölgesinde tutulmakta olduğunu tahmin eder. Sonra yavaş dinamik hafızanın bu bölgesine gider ve oradan bir miktar veriyi CPU’ya iletir. Eğer Cache denetleyicinin tahmini doğru çıkarsa CPU talep ettiği veriyi, yavaş olan ana hafızayla uğraşmadan hızlı bir şekilde alacak ve Cache görevini tamamlayacaktır.
4- A- Bu Chip’ler içeriklerini cihaz kapalıyken de kaybetmezler
B- Tazelenmeye ihtiyaçları yoktur.
5- NOR ve NAND prensipli Flash Memory’lerdir. NOR Flash’lara tesadüfi erişim mümkündür. Buraya kaydedilen bilgiler herhangi bir sıraya göre dizilmişlerdir ve rastgele okunurlar. Bu tarz kayıt kartlarına, küçük program kodları, örneğin bir oyunun modülleri kaydedilebilir. NAND Flash ise, NOR un aksine sıralı erişimi desteklemektedir. Veriler ancak belirli bir sırayla çağrılabilirler.
RAM (RANDOM ACCESS MEMORY)
RAM, bilginin geçici olarak saklanabildiği elektronik cihazdır. Elektrikle beslendiği sürece bilgileri muhafaza eder, elektrik kesildiğinde “belleğini” kaybeder. Türkçe karşılığı, Rastgele Erişimli Bellek’dir. Fakat yaptığı iş nedeniyle biz buna yazılabilir ve okunabilir bellek diyoruz. Ayrıca RAM’e ana bellek de denmektedir. Bilgisayarımızı ilk açtığımızda gördüğümüz yükleme işlemleri, açılışta boş olan RAM’in, işletim sistemi bilgileri ile dolmasıdır.
Bellek, bilgisayarda, bir programla ilgili bütün komut ve verilerin işlem görmek üzere depo edildiği, değişik işlemler sırasında oluşan ara bilgilerinin ve sonuç bilgilerin saklandığı bir kayıt sistemidir.
Bellek kapasitesi taşıyabildiği toplam BİT sayısı ile ölçülür. Örneğin 32 MB bellek, 32 MB kapasiteli bellek anlamına gelmektedir. Bütün RAM bellekler Flip-Flop devrelerden oluşmaktadır. Bir flip-flop ancak bir bit (0 veya1) kaydetmektedir. Eğer 4 bitlik bir kelimenin kaydı gerekirse 4 adet flip-flop hücresi gerekir. Her bir kelimenin kaydedildiği flip-flop grubuna memory register( Bellek Kaydedici) adı verilmiştir.
Bilgisayarlarda kullanılan programlar komutlardan meydana gelmişlerdir. Bu komutlar ardışık olarak işlemlerini yaparlar. Programlar komutlar dizisi halinde gerçekleştirildikleri için saklanmaları gerekir. Ayrıca bu komutlar, geçici veya doğrudan sonuçlar ürettiğinden bunları tutmak için de belli bir miktarda belleğe gereksinim duyulur. Bu sebeplerden dolayı bilgisayarlarda RAM’e ihtiyaç duyulmuştur.
Ana Bellek “kısa süreli bellek” şeklinde çalışır. CPU bu belleği yürürlükte olan görevlerini yapmak için kullanır. İşlemci çalışırken ana bellek gerektiği biçimde değiştirilir, tazelenir.
Depolanan kelime çeşidine göre, bellekler genellikle şu bölgelere ayrılır:
1.Program Belleği(Program Memory):Bilgisayarın kullanılması sırasında yararlanılan programlar RAM’ e yüklenir. RAM’in bu bölümüne Program Belleği denir.
2.Veri Belleği(Data Words Memory):Belirli bir konuda, alınmak istenen sonucu gerçekleştirmek üzere, programın yürütülmesi sırasında kullanılan ön bilgiler RAM’in belirli bir bölümünde saklanır. Bu bölüme veri belleği(data memory) denir. Bazı literatürde giriş belleği olarak tanımlanır.
3.Sabit Değerler Belleği: Yer çekimi ivmesi (g), pi (p) gibi uluslar arası sabit değerler veya herhangi bir işlemde çeşitli safhalarda kullanılan aynı değerler belleğin bu bölümünde saklanır. Uluslar arası sabitler genellikle ROM bellekte kayıtlıdır.
4.Geçici Bellek veya İşlem Belleği:Bilgisayar bir işlemin tamamını bir anda yapmamaktadır. Örneğin bir problem çözülüyorsa, bir bölümü ALU da çözümlenir ve RAM belleğin belirli bir bölümünde saklanır, böyle saklanan kısmi çözümler yine ALU da sonuçlandırılarak geçici belleğin çıkış bellek bölümüne aktarılır ve buradan da çıkışı yapılır.
Değişik bellek bölümlerinin nasıl kullanıldığını bir örnek üzerinde anlatalım:
S=V0.t+1/2 gt2
bağıntısında, S uzaklık, V0 başlangıç hızı, g yerçekim ivmesi, t zaman’dır.
Bunlardan, V0 başlangıç şartlarına göre değişir. t hareketin devamı müddetince değişir. S ise V0 ve t’ye bağımlı olarak değişir.
V0 ve t: Veri (data) olarak tanımlanır. “g” ise sabittir.
Yukarıdaki bağıntıda sonuç bilgisi alınıncaya kadar şu bellek safhalaşması olmaktadır.
Bilgisayar hangi dilde çalışıyor ise, verilmiş olan formül o dile uygun şekilde programlanarak bilgisayara girilir.
Bir komut dizisi haline gelmiş olan formül program belleği(Program Memory)’ne depo edilir.
Sonra girilecek verilere göre V0 ve ½ gt2 bölümleri ALU da işlem görerek her bir kısmı geçici bellek’te saklanır.
Son işlemde ALU da tamamlanınca, sonuç bilgisi Belleğin Çıkış Bölümüne alınarak ekrana, Printer’a veya diskete aktarılır.
Bütün bu işlemler sırasında bellek hizmeti olarak ağırlık program belleği ve veri belleğinde’dir. Diğer saklama işlemleri bellekte önemli bir yer tutmamaktadır.
RAM YONGALARI
RAM’ler yapılarına göre iki temel gruba ayrılırlar: SRAM (Static RAM) ve DRAM (Dynamic RAM). SRAM’da dört yada altı transistörlü hücreler kullanılmaktadır ve yüksek hızlı ancak pahalıdır. DRAM’de ise, kapasitörle desteklenmiş tek transistörlü hücreler kullanılmaktadır, bu sayede maksimum yoğunluk sağlanılmaktadır. DRAM, SRAM’a göre daha yavaştır ve birkaç milisaniyede bir hafızadaki bilgilerin tazelenmesi gerekmektedir ki bu iş için ayrı bir devre gerekmektedir. Buna rağmen çok küçük alanda büyük boyutlu bellek yapılmasını sağladığı ve ucuz olduğu için tercih edilir.
Bilgisayarlarda hem SRAM hem de DRAM kullanılmaktadır. SRAM, bilgisayarlarda cache bellek olarak kullanılır. Çoğu bilgisayarın teknik özellikleri arasında gördüğümüz 256 KB veya 512 KB cache bellek, SRAM yongalarından oluşur. DRAM yongaları ise 8MB, 16MB, 32MB, 64MB vb miktarlarda bulunan anabellektir.
DRAM (DYNAMIC RAM)
DRAM, Dynamic Random Access Memory (Dynamic RAM–Dinamik Rasgele Erişimli Bellek) için bir kısaltmadır. “Rasgele Erişim” ifadesi, bilgisayarın işlemcisinin, hafızanın ya da verinin tutulduğu bölgenin herhangi bir noktasına –direkt olarak– erişebileceğini belirtmek için kullanılır. Bu tür hafızalar veriyi tutabilmek için sabit bir elektrik akımına ihtiyaç duyarlar, bu yüzden depolama hücrelerinin her saniyede yüzlerce kez (ya da her birkaç milisaniyede bir) tazelenmesi –yani elektronik yüklerle yeniden yüklenmesi– gerekir. DRAM’in doğasındaki “dinamiklik” işte buradan gelmektedir. DRAM, her bit’i, bir kondansatör ve bir transistörden oluşan bir depolama hücresinde tutar. Kondansatörler, depolamış oldukları elektriksel yükü çok çabuk kaybetme eğilimindedirler. Bu da elektronik tazeleme ihtiyacını doğurur.
DRAM’e “dinamik” RAM denmesinin sebebi, veriyi elinde tutabilmek için her saniyede yüzlerce kez tazelenmek ya da yeniden enerji ile doldurulmak zorunda olmasıdır. Tazelenmek zorundadır çünkü hafıza hücreleri, elektrik yüklerini depolayan minik kondansatörler içerecek şekilde dizayn edilmiştir. Bu kondansatörler, kendilerine yeniden enerji verilmediği takdirde yüklerini kısa sürede kaybedecek olan çok minik enerji kaynakları olarak görev yaparlar. Aynı zamanda, hafıza dizisinden verinin alınması ya da okunması süreci de bu yüklerin hızla tüketilmesine katkıda bulunur; bu yüzden hafıza hücreleri verinin okunmasından önce elektrikle yüklenmiş olmalıdırlar.
Elektronik tazeleme ya da kısaca tazeleme (refresh), bir hafıza çipindeki hücrelerin yeniden yüklenmeleri, ya da yeniden enerji ile doldurulmaları sürecidir.
Günümüzde piyasada kabul gören iki tip DRAM yongası bulunmaktadır. EDO DRAM, ve SDRAM.
EDO (EXTENDED DATA OUTPUT) DRAM
EDO DRAM’e aynı zamanda EDO RAM de denilmektedir. EDO (extended data output), adından da anlaşılacağı gibi, data-out zamanını genişleterek kendisi bir sonraki kelimenin adresini ayarlarken CPU’nun data’yı okumasını sağlar. Böylelikle CPU’nun arka arkaya bilgi okuma yaparken bekleme süresi azaltılmış olur. Bu ise genel performansı %10-%15 oranında arttırır.
EDO RAM’lerin hızı, bir Pentium 66 CPU için hiç cache bellek gerektirmeyecek kadar yüksektir. Ancak günümüzde Pentium 66’ların tamamen ortadan kalktığını düşündüğümüzde, cache bellek kullanımının yine de vazgeçilmez olduğunu söyleyebiliriz.
EDO RAM kullanılabilmesi için, sistem anakartının EDO RAM desteği olması gerekir. EDO RAM desteği olmayan bir anakartı olan bilgisayarlar, EDO RAM ile çalışmazlar. Intel Triton veya üzeri yonga setine sahip anakartlarda EDO RAM desteği bulunmaktadır. EDO RAM’lerin erişim süreleri 50 nanosaniyeye kadar düşebilmektedir.
EDO RAM’lerin özellikleri:
1) Sağdan ve soldan olmak üzere toplam 72 pinliktirler.
2) Pentium tabanlı makinelerde çift kullanılmak zorundadırlar.
3) EDO RAM’ lar 66 Mhz ‘ de çalışırlar.
4) Anakart üzerindeki slotları beyaz renktedirler.
5) 50-60 ns’ dirler.
6) Ayarları ise Setup’ da Chipset Features Setup ‘ dan ayarlanır
SDRAM (SYNCHRONOUS DRAM)
SDRAM 72 pinlik bir SIMM’dir. SDRAM (Synchronous DRAM–senkronize DRAM), geleneksel hafıza çeşitlerinin sunduğu hızlardan çok daha yüksek saat hızlarını (100 MHz’yi, hatta daha da üstünü) desteklemektedir. SDRAM, sistem veriyolu ile aynı frekansta çalışır ve CPU’dan talep geldiği zaman otomatik olarak senkronizasyonu sağlar. Sistem veriyolu (system bus), işlemciyi ana hafızaya bağlayan veriyoludur. Bazı kaynaklarda kendisinden işlemci veriyolu (CPU bus) veya kontrol veriyolu (control bus) olarak da söz edilmektedir. SDRAM ile sistem saati arasında tesis edilen bu senkronizasyon sayesinde, veri erişimi ve tazeleme sırasında, CPU’nun boş boş oturup hafızanın kendisine yetişmesini beklemek zorunda kalması sonucunda oluşan zaman kayıpları minimuma düşürülmektedir. SDRAM teknolojisinin CPU ile hafıza arasında daha verimli bir iletişime imkân veren bu mimarisi, SDRAM’i EDO RAM’den daha hızlı bir hafıza türü haline getirmiştir.
SDRAM, hafızayı iki ya da daha fazla dahili hafıza dizisine ayırır; bu işlemin amacı dizilerden birine bir erişim olduğu anda sıradaki dizinin erişim için hazırlanmasını sağlamaktır. SDRAM’in veriyi ilk olarak okuduğu sırada ulaştığı rasgele erişim hızı EDO RAM’in erişim hızı ile aynıdır; ama sıra müteakip karakterlerin ya da hücrelerin okunmasına geldiğinde SDRAM, EDO RAM’e 5-6 tur bindirmekte ve 10 nanosaniyelik erişim süreleri sunabilmektedir (daha net olmak gerekirse, bu erişim süresinin –yaklaşık olarak– 7 ns ile 12 ns arasında değiştiğini söyleyebiliriz). Veriye 10’ar nanosaniyelik aralıklarla erişilebilmesi demek, çevrim (ya da devir) süresinin 10 nanosaniye olması demektir. Yani her 10 ns’de 1 devir gerçekleşmektedir. Bu da her {[10 nanosaniye] x [1 milyar]}’da (yani her 10 saniyede) 1 milyar çevrim ve her 1 saniyede de 100 milyon çevrim anlamına gelir. Yani aslında 10 ns’lik SDRAM ve 100 MHz’lik SDRAM derken yaptığımız şey aynı anlamı iki farklı şekilde ifade etmek oluyor.
SDRAM mimarisinin bir parçası olan senkronizasyon ile veriye çok daha hızlı bir biçimde erişilebilmesi, bilgisayar sisteminizin genel performansına direkt olarak olumlu bir şekilde yansır. SDRAM’in, kendisine nazaran daha eski olan hafıza teknolojileri karşısındaki bu üstünlüğü genel sistem performansınız söz konusu olduğunda kritik bir önem taşır. SDRAM, artık günümüz PC’lerin hafıza standardı olmuştur. SDRAM’in “senkronize” mimarisi aynı zamanda, önümüzdeki bir iki yıl içinde görmeye başlayacağımız çok daha yüksek veriyolu hızlarını desteklemeye de elverişlidir. Burada unutulmaması gereken bir nokta, 66 MHz’lik veya daha düşük sistem veriyolu hızlarında çalışan pek çok eski sistemin SDRAM’in hediye ettiği yüksek performans nimetinden tam anlamayla yararlanamayacağı gerçeğidir.
SDRAM’ler –genellikle– sadece DIMM modüllerde kullanılır. Bunun haricinde, bazı anakartlar EDO ve SDRAM’lerin birlikte kullanılmasına müsaade etmektedir, ne var ki bu yaygın bir uygulama değildir.
SDRAM’in özellikleri:
1)Sağdan ve soldan olmak üzere toplam 168 pinliktirler.
2)Pentium tabanlı makinalarda tek olarak kullanılabilir.
3)SDRAM’ lar 66 ve 100 Mhz’ de çalışırlar.
4)Anakart üzerindeki slotları siyah renktedir.
5)10 ns ve 8 ns ‘ dirler.
6)EDO RAM’lere göre çok hızlıdır.
SIMM’ler & DIMM’ler
SIMM (Single Inline Memory Module) ve DIMM (Dual Inline Memory Module) iki farklı hafıza modülüdür. Bu modüller aslında küçük, kendilerine özgü standart ebatları olan devre kartlarıdır ve üzerlerinde asıl RAM çiplerini taşırlar. RAM çiplerini tutan ve PC’nin anakartı üzerindeki boş soketlere takılan bu modüller genellikle 8 MB, 16 MB, 32 MB ya da 64 MB’lık birimler halinde karşımıza çıkar. Bundan 3-4 sene evveline kadar 30 pin’lik SIMM modülleri yaygındı. Artık 30 pin’lik SIMM’lere sadece eski PC’lerde rastlayabiliriz (şekil .1). Pentium tabanlı PC’ler, daha yeni olan 72 pin’lik SIMM’ler (şekil .2) ya da bu alandaki en taze yeniliği temsil eden DIMM’ler kullanmaktadır. 72 pin’lik SIMM’ler, veri depolama kapasitesi ve veri erişim yetenekleri açısından 30 pin’lik SIMM’lerden daha üstündür. DIMM’lerin veri tutma kapasitesi daha da yüksektir. DIMM’lerde genel olarak her iki tarafta da aktif olan 84 pin bulunur (168 bağlantı noktası için).
Standart DIMM’lerin (ki bunlara “unbuffered DIMM” de deniyor) maksimum kapasitesi 64 MB’tır. Yeni bir dizayn olan register’lı DIMM’ler (registered DIMM) ise 128 MB veya 526 MB veri tutabilmektedir. Bu yeni DIMM türü daha çok server’larda ve üst seviye çalışma istasyonlarında kullanılmaktadır.
Şekil.1. 30 pinlik SIMM modülü
Şekil.2. 72 pinlik SIMM modülü
ECC DESTEĞİ, PARITY, NON-PARITY
Parity, bir tür hata tespit etme şeklidir. Hafıza hatalarını tespit edebilir ve verilere zarar gelmesini önlemek için sistemi durdurabilir. Non-parity ifadesi, hata tespit etme yeteneğine sahip olmayan modülleri tarif etmek için kullanılmaktadır. ECC (Error Correction Code–hata düzeltme kodu) hafıza, daha kompleks bir hata tespit etme şekli sunar. ECC sadece hatayı tespit etmekle kalmaz aynı zamanda pek çok hafıza hatasını da giderir (sisteminiz çalışıyorken). ECC desteği, sistemin ECC hafızayı destekleme yeteneğine sahip olduğu, ama aynı zamanda non-parity modülleri ile de çalışabileceği anlamına gelir.
NOTEBOOK’LARIN RAM’LERİ
Aslında notebook’ların hafıza çipleri ile masaüstü PC’lerin hafıza çipleri genellikle aynı türdendir. Fark, bu çipleri taşıyan hafıza modüllerinde ortaya çıkar. Notebook’ların çoğu daha küçük olan SODIMM’ler (Small Outline DIMM) kullanır. SODIMM’ler 72 ve 144 pin’lik modüller halinde gelir. Ancak pek çok notebook üreticisi özel hafıza modülleri kullanmayı tercih etmektedir.
Resimdeki kırmızı daire içerisine alınmış olan sayılar RAM’in erişim süresini göstermektedir.ERİŞİM SÜRELERİ
Bellek satın alırken şunlara dikkat etmelisiniz:
SIMM bellek modülü üzerindeki tüm entegreler aynı üreticiye ait olmalı ve hepside aynı erişim süresine sahip olmalıdır. DRAM entegreleri üzerindeki bellek tipi tanımlamalarının üzeri karalanmış, değiştirilmiş ya da tamamıyla kazınmışsa bilin ki o RAM de bir sorun vardır.
BİLGİSAYARA RAM TAKILMASI
Bellek modülleri elektrostatik boşalmalara karşı oldukça hassas tepki veriyorlar. Halının üzerinde birkaç adım attıktan sonra bellek modüllerine dokunmanız yetiyor. Şimdi bir RAM’in PC’ye nasıl takıldığını adım adım inceleyelim.
1.ADIM
PC’nizin arka tarafındaki bütün kabloları çıkarınız. Daha sonra kasanın arka tarafındaki bütün vidaları sökün ve kasayı açın.
2.ADIM
PC’nizdeki bellek banklarının (RAM yuvaları) yerlerini belirleyiniz. Bunları kolayca bulabilirsiniz, çünkü hazırda ki SIM ya da DIM bellek modülleri slotlara monte edilmiş durumdadır. Bellek bankları bir sürücünün ya da güç kaynağının altına gizlenmişse, bu elemanları sökün. Ancak bu sırada anakart üzerine hiçbir vidanın düşmemesine dikkat edin; zira daha sonra bilgisayarı açtığınızda bu vidalar bir kısa devreye yol açabilir.
3.ADIM
Mesela metalik bir masa ayağına dokunarak kendinizi topraklayınız. Bellek modüllerini elinize alın. Bellek modülünü eğik bir açıyla bir sonraki boş bellek bankına, mesela SIM-Bank1’e takın.
Bellek modülü bir tarafında bir girintiye ve RAM slotu da bir çıkıntıya sahiptir. Bu simgeler, bellek modülünü yanlışlıkla yanlış takmanızı engellemek içindir.
4.ADIM
Bellek modülü slot’a düzgün oturmuşsa, modülü yukarıya doğru kaldırıp dikleştirin. Slotun sağ ve sol tarafındaki çıkıntılar şimdi bellek modülünün deliklerine geçmiş olmalıdır. Slotun tutma çengelleri de sol ve sağ tarafta birbirini tutmalı. Bazen bu çengeller biraz zorluk çıkarıyor. Bu yüzden işaret parmağınızdan ya da küçük bir tornavidadan istifade etmelisiniz.
5.ADIM
Üçüncü ve dördüncü adımları tüm bellek modülleri için tekrarlayın. Bu sırada bellek modüllerinin her zaman sırayla takılmış olmalarına ve bellek modülleri arasında hiçbir boşluk bırakmamaya dikkat edin. Aksi halde bir bellek boşluğu ortaya çıkar ve PC’niz yeni eklediğiniz RAM’leri tanımaz yani kullanamaz. Genelde bu durumda BIOS’taki bellek kontrol programı bir konfigürasyon hatası uyarısı ya da önüne geçilemeyen bir bellek hatası veriyor.
SDRAM’in takılması:
SDRAM’leri bilgisayara takmak ve bilgisayardan çıkarmak EDO’ya göre daha kolaydır. Bilgisayarınızın kasasını açıp SDRAM slotu bulunuz. Ayrıca vücudunuzdaki statik elektriği de bir metale (mesela metal masa bacağı) dokunarak boşaltınız. DIMM soketin her iki tarafında da yanlara doğru açılan klipsler bulunur. Bunları açtıktan sonra SDRAM’i bu yuvaya yerleştirip bastırınız. Böylece SDRAM’i bilgisayarınıza takmış olursunuz.
KAPASİTE BİRİMLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİLER
Teknik gelişmelere paralel olarak daha büyük kapasiteli bellekler yapılmış ve kapasite tanımlaması için de şöyle büyüyen rakamlar kullanılmıştır.
1024 Byte = 1 Kilo byte – 1K
1024 Kbyte =1 Mega byte– 1MB
1024 Mbyte =1Giga byte– 1GB
1024 Gbyte =1 Tera byte– 1TB
ANA BELLEK(RAM)
Anakart her PC sisteminin entegre bir bileşeni olan ana belleği de içermektedir. Ana bellek CPU gibi bir PC sistemin çalışması için gerekli bir donanım parçasıdır. Bir programın işletilmesi için gereken işletim sistemi de bu belleğe yüklenmektedir.
Ana bellek “kısa süreli bellek” şeklinde çalışır ve genellikle RAM ( Read Access Memory ) olarak adlandırılmaktadır. CPU bu belleği yürürlükte olan görevlerini yapmak için kullanır. İşlemci çalışırken ana bellek gerektiği biçimde değiştirilir, tazelenir.
Program işlerken değişik program parçaları sabit diskten okunarak bellekte saklanır. Ana bellek geçici bellektir; saklanan bütün bilgiler bilgisayar kapatıldığında kaybolur. Ancak sabit disk ve disketler bilgiyi sürekli olarak saklayabilirler.
Günümüz bilgisayarlarında yaklaşık 12 tip bellek yongaları kullanılmaktadır. Bu yongalar boyutlarına ve kapasitelerine göre değişik kombinasyonlarda bir araya gelirler.
Bir anakarta uyumluluk anakarttaki soketler tarafından belirlenir. Yongalar basit olarak bu soketlere sokulur. Bir zamanlar bellek genişletmeleri için kullanılan lehim teli artık gerekmemektedir.
Ana bellek için kullanılan yongalar iki gruba ayrılabilirler:
DRAM( Dinamik RAM ) yongaları
SIMM ( Single In-line Memory Module ) veya SIP (Single In-line Packeges )
modulleridir.
Dinamik RAM yongaları tek yongadan oluşan elemanlardır. SIMM ve SIP modüllerinde ise birkaç RAM yongası bir eleman oluşturacak biçimde kümeleşmiştir. Basitçe SIMM ve SIP modülleri birtek bileşen oluşturmak üzere birbirine lehimlenmiş RAM yongalarıdır.
BELLEK DÜNYASI
Eğer bir PC yeteri kadar bellek ile donatılmadıysa fiyat karşılığı alınacak performans çok düşük olacaktır. Ama artık bir dükkana girip 32 MB RAM istemek de o kadar kolay değil. Mevcut olan kafa karıştırıcı birçok çeşidin yanına yeni çıkan SD-RAM 100 ile 100- MHz- Sistemler için yeni bir seçenek daha sunulur.
İki Kriter: Miktar ve Hız
RAM modülleri sadece bellek yapıtaşlarının miktarı ve kapasitesi ile birbirinden ayrılmıyorlar. Bugüne kadar çıkan FPM, EDO veya SD-RAM modülleri arasındaki bir fark da hızları. İşlemci bellek ile ne kadar hızlı haberleşiyorsa programlar da o kadar hızlı çalışıyor demektir. Erişim süresi olarak da DDR-RAM, SL-RAM veya DR-RAM çok büyük değişiklikler ile yoldalar.
RAM Karmaşası : Bellek Tipi- Erişim Süresi – Yapı Tipi
RAM, “Random Acces Memory” nin kısaltılması. Tam Türkçe karşılığı “Rastgele Erişilebilir Bellek”.
Bu ismin verilmesinin sebebi ise bu yapı taşını her hücresinin istenilen sıralamayla adreslenebilmesidir. Ama her RAM aynı RAM değildir tabii: Modüller üç ana kriterle birbirlerinden ayrılıyorlar. Bellek türü ( S-RAM veya D-RAM ), erişim türü (FPM,EDO,SD-RAM ) ve yapı şekli ( SIMM veya DIMM ).
Bu üç kriter arasında hiçbir bağlantı yoktur. Ama pazarda bulunan belli kombinasyonlar arasında özellikle yapı şekli ile erişim türü arasındaki fark önemsizleşiyor. “Kullanıcıların şansına” son yıllarda sadece bir avuç dolusu RAM modülü üretiliyor.
RAM’lerin Markalarını Tespit Etmek
Bir RAM modülüne bakarak doğrudan kapasitesini ve hızını söyleyebilmek maalesef pek mümkün değildir. Ancak chiplerin üzerindeki karakter kodlarından bazı bilgiler elde edilebilr.
Genelde şu yazım şekli kullanılır:
AA BB CC DD EE FF ns. Harflerin anlamları ise şöyledir.
AA=Üretici Kodu
HM=Hitachi, HY=Hyundai, KM=Samsung, M=OKI, MCM=Motorola, TMM=Toshiba, TMS=Texas Instruments, PD=NEC
BB=Bellek Türü
4 DRAM, 42 VRAM ve 5 ve 7 arasındaki rakamlarda SRAM demektir.
CC=Chip Organizasyonu
x1’den x32’ye kadar olan bir alan
DD=Yarı İletken Teknolojisi
Genelde CMOS için C
EE=Kbit olarak Kapasite
Modülün kilobit olarak kapasitesi, bu kapasite CC’deki değerle çarpılmalıdır.
FF=Kart Tipi
Mesela Z=ZIP, J=SOJ ve benzeri.
Ns.=Hız
Nano saniye olarak erişim süresi. Ya tam bir sayı olarak (60ns için 60) veya sadece tek basamaklı bir sayı(70 için 7) olarak bulunur.
S-RAM: Daha Hızlı ve Daha Pahalı
Temelde iki tip RAM var: Statik RAM’ler (S-RAM) ve Dinamik RAM’ler(D-RAM). Statik olanlar kendilerine gönderilen verileri elektrik oldukça koruyorlar. Çok hızlılar ve çok az elektrik sarf ediyorlar. Ancak üretim şekilleri diğerlerine göre oldukça farklı. Bu da onlara göre daha yüksek maliyet demek. Bu yüzden S-RAM ‘ler genelde önbellek (cache) olarak kullanılıyor. Önbellek küçük ama buna karşılık çok hızlı bir ara bellektir. Görevi hızlı olan işlemci ile daha yavaş olan bellek arasındaki trafiği hızlandırmak. Özellikle işlemcinin çok kullanıldığı verileri hazır bekletmektir.
Yavaş Ama Ucuz: D-RAM
Önbelleğin aksine PC’ler içindeki asıl bellek dinamik bellek yapı taşlarından oluşuyor. D-RAM adı verilen bu bellek türünün özelliği ise depolanan verilerin sürekli tazelenmesi gerektiği. Bu işlemin adı “REFRESH” ; bu iş için kullanılan çevrimlerde hem zamandan hem de elektrikten harcanıyor. Bu özellikle Notebook’larda kendini gösterir.
D-RAM’in en önemli avantajı alternatiflerine göre çok daha ucuz olması. Son zamanlardaki düşüşle bu avantajını arttırdı. Yani bir PC içindeki bellekten bahsedilirken her zaman için D-RAM kastediliyor. “D” bazı tanımlarda anlamını korurken (SD-RAM) bazılarında ise farklı bir anlam taşıyor(EDO-RAM).
486 İçin Dörtlü Paket : 30 Bacaklı SIMM’ler
Artık sadece eski 486 makinelerde bulunan D-RAM tipi 30 bacaklı SIMM’ler (Singel In Line Memory Modüle). En sık rastlananları 1 ve 4 MB’lık olanlarıdır.
Bu modüller 8 bit genişliğinde bir veriyolu sunuyorlar. 486 işlemcili makineler 32 bit veriyolu kullandıkları için anakart üzerinde her zaman dört tane modül bulunmalı. SIMM modülleri artık pazarda yeri yok ve oldukça da pahalılar. Eğer eski makineniz için SIMM’lere ihtiyaç duyuyorsanız kullanılmış aramaktır.
Pentium’larda Durum : FPM- ve EDO-RAM
Pentium sınıfı PC’ler için en sık rastlanan RAM grubu PS/2- SIMM denilen IBM’in ilk defa PC’leride kullanıldığı RAM’ler. Prensip olarak 30 bacaklı SIMM’ler ile aynı ama üzerinde daha çok entegre( Chip ) bulunuyor. Veri yolu genişliği 32 bit. Pentium’ların veriyolu genişliği ise 64 bit olduğundan anakart üzerinde yine en az iki tane modül bulunmalı. Üreticiye göre de ikiden sekize kadar sayıda soket ile birden dörde kadar modül oluyor.
PS/2-SIMM’ler artık FPM( Fast Page Mode ) veya EDO(Extended Data Output) olarak geçiyor. Fark erişimde, D-RAM yapıtaşları sayfalar (Pages), Satırlar (Rows) ve Sütunlar (Cols) olarak bölünmüş. İşlemcinin bir adrese erişebilmesi için satır ve sütun adresini baştan belirtmesi gerekiyor.
FPM-Modüllerde sayfa olarak okunduğu için satır numarasının baştan belirtilmesi yeterli oluyor.
EDO- Modüller ise daha farklı çalışır: Bir sonraki sütunun adresi daha okuma sırasında belirlenir. Bu birkaç puanlık bir hız artışı sağlar.
Nihayet Tek: Pentium için SD- RAM
1996’dan beri EDO-RAM teknoljisi eskiyor. Intel’in VX ve TX Chipset’lerinin piyasaya sürülmesinden beri anakartlar üzerinde SD-RAM’ler için DIMM soketleri de sunuluyor. SD-RAM’ler (Synchronous D-RAM) daha önceki çeşitlere göre belirgin bir farka sahipler: Sistem saati ile senkron bir şekilde çalışıyor. İşlemciden bunu için özel bit senkronizasyon darbe hattına sahipler.
RAM’e veri transferi performans açısından daha yüksek. SD-RAM’ler uzun transfer çevrimlerine güçlendiriyorlar ve hücreler için erişim süresini düşürüyorlar. İşlemci hızına göre saniyede 264 MB’a kadar hızları çıkabiliyorlar. Ancak genel sistem mimarisi bu avantajları henüz kullanamadığından hız olarak EDO-RAM’lerden pek de farklı görünmüyorlar. Ama genel olarak SD-RAM’ler daha fazla gelecek vaadediyorlar.
Ömürleri daha uzun görünüyor.
SD-RAM’ler pazara 168 bacaklı DIMM’ler olarak sunuluyor. DIMM(Dual In Line Memory Module ) RAM kartının ön ve arka yüzlerindeki kontakların farklı sinyaller ürettiği anlamını taşıyordur. Her DIMM 64 bitlik bit veriyolu genişliği kullanıyor ve pratikte anakarta bir tane yeterli oluyor.
Ancak maalesef SD-RAM modüllerinde durum biraz karışık. Eski modüllerde, yani bugüne kadar kullanılan 66 MHz’lik sistem hızında çalışan modüllerde günümüz koşullarında uyumsuzluk söz konusu. Yeni çıkan Pentium II sistemler 350-400 MHz hızları için 100MHz’lik sistem hızlarını kullanıyorlar. Bu da eski SD-RAM 66’lardan farklı olarak SD-RAM 100’lerin çıkmasına sebep oldu.
SD-RAM modülleri üzerine SPD-EEPROM adı verilen yeni bir yapıtaşı eklendi. ( SPD, Serial Presence Detect) Bu minik entegre modülün tüm önemli parametrelerini içinde saklıyor ve bunlar okunarak kullanıcıya hiçbir ayar bırakmadan RAM BIOS tarafından otomatik olarak tanınıyor.
Bilgisayar Alırken: Önce Düşünüp Sonra Almalı
RAM çok önemli bir parça olduğundan RAM artırımı her zaman gerekli olan bir durum. Daha akıcı çalışabilmek için 32 MB şu anda alt sınır. Zayıf işlemcili bilgisayarlar için ise 48 veya 64 MB’ a terfi şarttır.
Bu sınırın üzeri ise birçok sistemde önbellek ile ilgili sorunlar getiriyor. 64 MB sınırına kadar çalışıyor. Windows 95 belleği üstten adreslendiği için işletim sistemi önbellek tarafından hızlandırılmayan hafıza bölgesinde çalışmak zorunda kalıyor.
Sonuç: Bilgisayarın hızlanması beklenirken birden yavaşlıyor. 64 MB’ ın üzeri için anakart kitapçığı okunmalı öncelikle. Kitapçığı olmayanlar ise Internet’i kullanmak durumundadırlar.
RAM terfisinden önce ne olursa olsun anakart kitapçığına bakmakta fayda var. Orada makineye takılması gereken modüllerin listesi vardır. Ayrıca satın almadan önce anakart üzerinde hangi tür yuvalar olduğunu da bakmak lazım. Eğer anlamıyorsanız en iyisi kasa ile beraber bir bilgisayarcıya gitmektir.
Eğer anakart üzerinde DIMM soketi bulunuyorsa ve SD-RAM desteği sağlıyorsa 100MHz’lik SD-RAM yatırımı kazançlı olur. Sistem hızınız 66MHz bile olsa uyum sağlayacaktır ve geleceğe yönelik bir yatırım olacaktır. PC100 spesifikasyonlarına uygun olarak üzerinede SPD-EEPROM olmasına etmelisiniz.
Yeniden İkiye Katlandı; Double- Data- Rate- RAM
100 MHz’lik SD-RAM modülleri ile de henüz sınıra erişilmedi. İleride çıkacak olan yüksek hızlı maksimum güçlerini gösterebilmek için daha da hızlı RAM modüllerine ihtiyaç duyacaklar.
En yakındaki adım olarak Double-Data-Rate-RAM (DDR-RAM) görülüyor. Prensipte yine SD-RAM’ler geçerli ancak yeni RAM’lerde darbenin hem çıkan hemde düşen kenarı kullanılıyor. Bu transfer hızını iki katına çıkarıyor ve SD-RAM ‘ler 200MHz’de çalışıyor artık.
Rambus: Ram Devrimi mi, Intel’in Gücü mü?
Mevcut RAM teknolojisi ile ilgili en büyük atağın Rambus-DRAM ile olacağı sanılıyor. Hali hazırda iki ayrı çeşit geliştirildi bile. Concurrent-Rambus-DRAM geleneksel RAM teknolojisini dayanıyor ama açık bir şekilde daha hızlı. Nintendo oyun konsollarında ve ses kartlarında kullanılmaya başlandı bile.
PC dünyası için ilginç olan ikinci çeşit ise Direct-Rambus-DRAM(DR-DRAM). İşlemci devi İntel de bu teknolojiyi kabul etti ve kendine yeni ürünler için hazırlıyor. Direct- Rambus 16 bit genişliğinde bir veriyolu kullanıyor ama bunun karşılığında çok daha hızlı. Prototipler 800 MHz gibi çok yüksek hızlarla çalışıyor. Eğer darbenin her iki kenarı da kullanılırsa bant genişliği saniyede 1.6 Gigabayte’a kadar çıkıyor. Bugünün SD-RAM’inin on katı.
Bu teknolojinin başka bir avantaji ise yeni modüllerin şu anki yöntemlerle ve hammaddelerle ütretilmesi. Intel 1999 yılında çıkaracağı işlemci, Chipset ve anakartlarla bu RAM tipini desteklemeyi planlıyor.
Synclink DRAM : DDR’ ın İki Katı
Rambus uyumlu üretim için firmaların lisans alması gerekecek. Bu durum büyük RAM üreticilerine uymuyor. Birçoğu pazara sürmek için alternatif arayışı içindeler. Geliştirdikleri alternatif adı Synclink-DRAM veya SL-DRAM. Prensipte SL-DRAM modülleri henüz piyasaya sunulmayan DDR-RAM’lerin bir uzantısı. Farklı zamanlama parametrelerinin mükemmel uyumu ile saniyede 400 MB’a kadar çıkma amacı taşıyor.
( Asya’daki üreticilerin oluşturduğu bir konsorsiyum ).
Standart İçin Savaş : PARA VE GÜÇ
Her zamanki yapılan sadece bir teknoloji savaşan değil. Pazardaki güç için savaşılıyor. Intel işlemci, Chipset ve anakart pazarındaki büyük payı aldıktan sonra şimdi de bellek pazarına göz dikti. Durum Slot 1 ve Soket 7 savaşındaki ile aynı : Yeni standart istenmeyen rakiplerin uzak tutulmasını sağlıyor. Gerçi Rambus’un yaratıcısı Intel değil ama beraberlikteki güçlü olan taraf da daima kuralları koyuyor.
Bu savaşta da aynı kural geçerli; Kim önce gelirse o toparlar. Bu yüzden her iki taraf da çalışıyor. Eğer üreticiler sözlerini tutarsa yaz aylarında DDR-RAM’ler piyasa çıkacak ve belki sonbaharda SL-RAM’ler yeni anakartla beraber çıkacak.
Rambus modelleri ise hazır. Ancak yeni RAM’lerin yeni Chipset’e ihtiyacı olduğu için DR-RAM’in şansı daha yüksek görünüyor. Intel söz sahibi olarak bu sonbaharda sistem hızını 133MHz’e yükseltmeyi planlıyor. Yani DR- DRAM’lerin seri üretimine kadar acele edilmeyecek gibi görülüyor...
SÖZLÜK
DIMM( Double Inline Memory ):
Ön ve arka yüzlerde farklı sinyaller üreten bellek modülü. PC pazarında 168 bacaklı DIMM’ler daha çok SD-RAM olarak kullanılıyor.
Parity:
Anakartın bellek içeriğini kontrol etmek için kullanılan basit bir yöntem. Her bayta pariteyi tutan ek bir bit ekleniyor.
Refresh:
Dinamik bellek yapıtaşlarında sürekli mecburi tazeleme Tam bir Refrsh seferi Refresh çevrimi olark adlandırılır. Geçici bellek, kısa bir süre sonra içeriği silinir ve içeriğinin düzenli olarak yenilenmesi gerekir. Refresh sistem performansını düşürür, zira bu esnada işlemci çoğunlukla beklemek zorundadır.
Serial Presence Detect( SPD) :
Yeni SD-RAM modüllerinde bulunan EEPROM yapıtaşı.Görevi RAM için optimum ayarları BIOS için hazır tutar.
SIMM( Single In Line Memory Module ) :
Ön ve arka taraflarında bağlantıların birleştirildiği bellek modülüdür.En önemlileri 30 bacaklı standart SIMM’ler ve 72 bacaklı PS/2 SIMM’ler.
SO-DIMM( Single Outputline_DIMM):
DIMM’ler için kompakt özel yapı formu. Notebook ve grafik kartlarında üreticilerin özel isteklerine cevap verebilen tip.
PC-100 :
Intel 100 MHz’den bir bellek modülünün nasıl çalışacağını dair özellikleri.
Bedo RAM (Burst EDO RAM):
Burst teknolojisiyle EDO RAM’in kombinasyonu, iki aşamalı bir Pipeline’a sahiptir. Bir seferde bir yerine dört bellek adresi birden okunur. Tüm anakartlar BEDO RAM desteklemez.
Burst:
Erişim türü, arka arkaya birbirini izleyen adres bir defa da okunur.
CAS (Column Address Strobe):
DRAM’e geçerli bir sütun adresinin bulunduğunun sinyalini verir.
DRAM (Dynamic Random Access Memory):
Yeni PC’lerde artık kullanılmıyor, daha gelişmiş olan FPM veya EDO RAM galip geldi.
EDO RAM (Extended Data Output):
Bu DRAM türünde veriler çıkışta daha uzun süre hazır bulunurlar, böylece okuma işlemleri daha esnek ve hızlı bir şekilde gerçekleşir. Veriler okunduğu sırada bir sonraki adres de hazırdır. Teorik olarak FPM RAM’lere oranla %20’lik bir performans artışı sağlar. ancak pratikte bu artış çok daha düşer, zira veriler yazma sırasında kurtarılamazlar.
FPM RAM (Fast Page Mode-DRAM):
Sayfa adreslemesi
PS/2 Modülü:
EDO veya FPM RAM’lerin kullanıldığı 72 pinlik bellek yapı formu. Erişim veriyolunun 32 bit genişliği ile gerçekleşir. Bu ad, bu bellek modüllerinin ilk olarak IBM PS/2 model serisinde kullanılmasıyla ortaya çıkmıştır.
RAS (Row Address Strobe):
DRAM’geçerli bir satır adresinin bulunduğunu sinyalize eder.
SDRAM:
SDRAM harici CPU frekansıyla senkron çalışır ve günümüzde ortalama 10 ns. Erişim süresine sahiptir.
SIMM(Single İnline Memory Module):
32 pinli bellek yapı formu; veri yolu sadece 8 bit genişliğindedir. 486’lara kadar kullanıldı ve artık pratikte kullanılmıyorlar.
SRAM (Statik RAM):
Refresh’e ihtiyaç duymaz. Çok hızlıdır, ancak dinamik RAM’e oranla çok daha pahalıdır. Genellikle Cache bellek yapı taşları için kullanılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder